"إضطررتُ" - Traduction Arabe en Turc

    • zorunda kaldım
        
    • gerekti
        
    • gerekirse
        
    • mecbur kaldım
        
    • zorunda kalırsam
        
    Ama kim olduğunu öğrenemeden onu vurmak zorunda kaldım. Open Subtitles ولكن إضطررتُ لإطلاق النار عليه قبل أن أعرف من كان
    Hak ettiğimi düşünüyorum. Uzun süre takmak zorunda kaldım. Open Subtitles أشعر وكأنّي أستحقها إضطررتُ لإرتدائها لفترة طويلة
    Çok önemli bir şey değil, sadece bir yıl önce falan hekimliği bırakmak zorunda kaldım. Open Subtitles ليس أمراً كبيراً. ولكنّي إضطررتُ لإيقاف مُمارستي الطب قبل نحو عامٍ.
    Ve evet, yetkimi kullanmam gerekti. Open Subtitles وأجل، إضطررتُ لإستخدام بعضاً من نفوذي لتولّي هذه
    Aşağı, arşive inmem gerekti, kızım. Tozların sinüzitime kötü geldiğini biliyorsun. Nefes alamadım vallahi. Open Subtitles لقد إضطررتُ للذهاب إلى غرفة السجلاّت يا فتاة، أتعرفين كمّيّة الغبار التي دخلت إلى جيوبي الأنفيّة
    Peki ya ellerine kelepçe takmam gerekirse, yardım edecek misin yine? Open Subtitles وماذا لو إضطررتُ لإجباره، هل بإمكانك أن تكون مصدر قوّة حينها؟
    Kimseyi öldürmek istemedim ama mecbur kaldım. Open Subtitles لم أكن أريد قتل أحدٍ، ولكنّي إضطررتُ لذلك.
    Çocuklarımın dans gösterisinden ayrılmak zorunda kaldım. Open Subtitles إضطررتُ لمُغادرة حفل ابني الراقص لأكون هنا.
    Yakınlarda raflarımdan kaldırmak zorunda kaldım. Open Subtitles إضطررتُ لسحبها من عملنا في الآونة الأخيرة.
    Buradan rezervasyon almak için insanları öldürmek zorunda kaldım. Open Subtitles بالإضافة، إضطررتُ لقتل أشخاص للحصول على حجز هنا.
    Çileklerimize taze krema bulabilmek için üç mağaza dolaşmak zorunda kaldım. Open Subtitles إضطررتُ للذهاب لثلاث محلات لإيجاد كريمة طازجة للفراولة الخاصّة بنا
    Onu zincirleyip sakinleşmesi için biraz kloroform vermek zorunda kaldım. Open Subtitles . لقد إضطررتُ لِتكبيّلِهِ و إعطاءهِ بعض من أشعة القمر لتهدئتهِ
    Onun karşısında senin için dürüstlüğümü kaybetmek zorunda kaldım. Open Subtitles ولقد إضطررتُ بأن أقفَ هُنالكَ وأخسرَ نزاهتي .أمامه
    Sonra yanıp yokolmanı beklemek zorunda kaldım ki bunu harika şekilde becerdin. Open Subtitles وبعدها إضطررتُ لانتظرك لكي تذهب وهو ما فعلتَه وبجدارة.
    Sonra ticaret kayıtlarını biraz detaylıca incelemek zorunda kaldım ama sonunda Bowery'de 2. ve 3. Open Subtitles ج". الآن إضطررتُ للبحث بعمق في السجلاّت التجاريّة بالمدينة،
    İşin aslı size hediye alabilmek için mağazaya uğramam gerekti. Open Subtitles في الحقيقة, إضطررتُ لأن أقف عندَ المتجر وأحضر لكما شيئاً أيتها السيدتان
    Mangal olduğuna göre sonrasında bir iki atış yaparız diye düşündüm bu yüzden dizliğimi bulmam gerekti. Open Subtitles علمتُ أنّها حفلٌ شواء إذًا سنقوم بإرداء بعض الأطباق لاحقًا. ولذلك إضطررتُ جلب مشبك الرٌكبة.
    Hepsini o piç askerlere vermem gerekti, değil mi? Open Subtitles حسنٌ ، لقد إضطررتُ أن أعطي كل ما لدينا طبياً لذاك الجنود الأوغاد ؟
    Biraz doğaçlama yapmam gerekti ama şansıma büyük tencere tam geldi. Open Subtitles إضطررتُ للإرتجال قليلا، لكن لحسن الحظ أنّ الغلاية المزدوجة مثالية للطعام سريع التجهيز.
    Hatta gerekirse kocanızla bile konuşacağım. Open Subtitles وحتى أنّي سأتحدّث إلى زوجكِ لو إضطررتُ لذلك. من فضلكِ.
    gerekirse, onların suyuna gitmeyi göze almıştım ama güç kaybediyorlar. Open Subtitles كنتُ أرغب كثيراً باللعب طبقاً لمنوالهم إنّ إضطررتُ لذلك، لكنهما يتعثّران
    Kısa süre önce hırsız parçası bir ortakla yolumu ayırmaya mecbur kaldım ve dolayısıyla yenisine ihtiyacım var. Open Subtitles إضطررتُ حديثاً لطرد مُساعدي اللص، وأنا بحاجة لبديل.
    Böylece birini iş üzerinde kullanmak zorunda kalırsam izleri silip nehre atabilirim. Open Subtitles حتى إذا إضطررتُ لإستخدام واحدة في العملية أستطيع أن أمسح البصمات من عليها و ألقي بها في النهر

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus