Sen biz arkadaşız eskiden çünkü ben sadece bu şans veriyorum, biliyorum. | Open Subtitles | تعلم ، أنا أعطيك هذه الفرصة فقط لأننا إعتدنا أن نكون أصدقاء |
Ya da ikimiz eskiden sikiştiğimiz için hiç sorun yaşamadan beni geçebileceğini sanıyorsun. | Open Subtitles | أو تعتقد أننا إعتدنا أن نمارس الجنس فيمكنك أن تكسبني دون أي عواقب |
eskiden birbirimizin arkasını kollardık, şimdiyse sanki giderek uzaklaşıyoruz. | Open Subtitles | لقد إعتدنا أن نحمى بعضنا البعض والآن يبدو وكأننا ننجرف بعيداً عن بعضنا |
eskiden birşeyler paylaşırdık, şimdiyse yalan söylüyor. | Open Subtitles | لقد إعتدنا أن نتشارك الأمور سوياً , والآن تكذب |
Annenle eskiden hafta sonları orada yürüyüş yapardık. | Open Subtitles | والدتكَ وأنا إعتدنا أن نجتازهُ في نهايةِ الأسبوع |
Babam ve ben eskiden televizyon seyrederken bir oyun oynardık. | Open Subtitles | والدي وأنا، إعتدنا أن نلعب سويةً عندما يشاهد التلفاز |
Dünyada öyle bir noktadayız ki artık "ilerleme" ile aramızdaki ilişki eskiden olduğu gibi değil. | TED | نحن في موقف الآن في هذا العالم حيث لم يعد لدينا نفس العلاقة السابقة بالتقدم الذي إعتدنا أن نحققه . |
Bak eskiden ilişkimiz vardır. Artık bitti. | Open Subtitles | نحن إعتدنا أن نكون معاً، هذا إنتهى |
eskiden yakındık, hepimiz. | Open Subtitles | لقد إعتدنا أن نكون قريبين , جميعنا |
Yani, eskiden ne olduğumuzu biliyorduk, büyük iyilik falan. | Open Subtitles | أعني ، تعلمين ، من إعتدنا أن نكون "مسألة" الخيرالأعظم. |
eskiden birlikte hayal ettiğimiz o ormanı hatırlıyor musun? | Open Subtitles | " هل تتذكرين تلك الغابة التي إعتدنا أن نتخيلها معاً؟ " |
eskiden burada çok eğlenirdik. | Open Subtitles | لقد إعتدنا أن نحضى بالكثير من المرح هنا |
eskiden sürekli birlikte protestolara giderdik, şimdi Suriye'de hapiste. | Open Subtitles | إعتدنا أن نشارك في الإحتجاجات سويا " و الأن هي معتقلة في " سوريا |
eskiden siz doğmadan önce Crandon Parkı'na giderdik. | Open Subtitles | إعتدنا أن نذهب إلى حديقة "كريندون" قبل أن تُولدو |
eskiden birlikteydik, artık değiliz. | Open Subtitles | إعتدنا أن نتواعد ولكن ليس بعد الآن. |
- Evet. - Dostum, eskiden çok daha yakındık. | Open Subtitles | بوي، إعتدنا أن نكون أقرب كثيرا. |
eskiden Buffalo Wallow dediğimiz araziyi. | Open Subtitles | إنهـا القطعة الصغيرة التي إعتدنا أن نطلـق عليهـا (تمرّغ جاموس) |
Candace, eskiden çok iyiydik. Biliyorum bu değişti. | Open Subtitles | (كانداس ) لقد إعتدنا أن نكون صديقتين أنا أعرف بأن الأشياء تتغير |
eskiden burada kayardık hatırladın mı? | Open Subtitles | إعتدنا أن نتزحلق هنا تذكر؟ |
eskiden hep bunu oynardık. | Open Subtitles | إعتدنا أن نلعبها طوال الوقت. |