"إعطائهم" - Traduction Arabe en Turc

    • vermek
        
    • verebilirsin
        
    • vermeyi
        
    • Benim onlara
        
    Ben sadece bana hayatımı nasıl yaşamamı söylememelerini istiyorum ama onlara onaylamayacakları başka bir şey daha vermek de istemiyorum. Open Subtitles أنا فقط لا اريدهم ان يقول لي كيف أعيش حياتي ؟ لكني لا أريد إعطائهم اي شيء آخر للرفض اما
    Parayı vermek yerine adamı öldürmüş. Open Subtitles أترى ، كانت على وشك إعطائهم له عندما قتلته بدلاّ من ذلك
    Onlara ileriye bakacakları birşey vermek istedim, moralleri yüksek olsun diye Open Subtitles أردت إعطائهم شيء يتطلّع لإبقاء معنوياتهم عالية
    Onlar iyi çocuklar. Sigara verebilirsin. Open Subtitles انهم اولاد جيدون , بإمكانك إعطائهم السجائر
    Eğlence amaçlı kullanım için bana verebilirsin. Open Subtitles . تستطيعين إعطائهم لي , للأغراض الترفيهية
    İşin aslı, para vererek bu savaşı destekleyen insanlar var biz onlara ümit vermeyi kesersek onlar da desteğini keser. Open Subtitles الحقيقة أن الناس يساندون هذه الحرب بأموالهم وسوف يتوقفون عن دعمنا إن توقفنا عن إعطائهم الأمل
    Benim onlara davrandığım kadar değil. Open Subtitles ليس صعباً بقدر ما أنوى إعطائهم
    Kardeşimi öldürmelerini engellemek için tek şansımız taşı onlara vermek. Open Subtitles السبيل الوحيد لعدم قتل أختي هو إعطائهم الحجر
    Hayır, bizim yaptığımız onları birbirine düşürmek için bir neden vermek. Open Subtitles لا, ما سنفعله هو إعطائهم الوسيلة للتخلص من بعضهم البعض.
    Onlara cihazı kapatmaları için hiç şans vermek istemiyorum. Open Subtitles لا أريد إعطائهم أيّ فرصة لإيقاف تشغيل الجهاز
    Mücevherleri vermek zorunda kaldım. Şimdi ne yapacağız? Open Subtitles إسمع، كان عليّ إعطائهم المجوهرات ماذا سنفعل الآن؟
    Tek yapman gereken onlara ipi vermek. Onlar kendilerini asarlar. Open Subtitles ما علينا سوى إعطائهم الحبل وسيشنقون أنفسهم
    Neden sadece bu kişiyi ilaç vermek, beslemek ve su vermekle yetindik ve onun daha derin insani ihtiyaçlarının olmadığını düşündük? Open Subtitles لماذا يمكننا إطعامهم و إعطائهم الماء والدواء ولكن لا نمنحهم
    Biz onları sadece bize erişim vermek için sipariş değil mi? Open Subtitles ألا يمكننا إعطائهم أمراً بأن يسمحوا لنا بالدخول
    -Bilgi vermek değildi, en azından ben öyle görmüyordum. Open Subtitles ‫– ليس إعطائهم معلومات. على الأقل لمَ أفهمها على أنّها كذلك
    Onları gerçekten çok kirlenene kadar giyebilir ve sonra bana verebilirsin. Open Subtitles حسناً, تستطيعي إرتدائهم حتى يصبحون قذرين للغايه ثم إعطائهم لي
    Hatta gerçek ismini bile verebilirsin. Open Subtitles تستطيـع أيضاً إعطائهم إسماً غير حقيقي
    Sanırım bunu Travis'e verebilirsin ve borcu ödenmiş sayabilir. Open Subtitles أظنك تستطيعن إعطائهم (لترافيس) و هو يتطسع التأشير علي إن الدين دفُع
    Sanrılar alıp başını yürüdüğü için ilaçları vermeyi kestim. Open Subtitles أقرّ أن الهلوسات خرجت عن نطاق السيطرة لذا توقفت عن إعطائهم العقاقير
    Şimdi onlara vermeyi düşündüğüm ağrı kadar değil. Open Subtitles ليس صعباً بقدر ما أنوى إعطائهم
    Beverly kan örneğini vermeyi reddedince şüphelenmeye başladım. Open Subtitles عندما رفضت "بيفيرلي" إعطائهم عينات دم لقد أصبحت محط شكوك
    Benim onlara davrandığım kadar değil. Open Subtitles ليس صعباً بقدر ما أنوى إعطائهم

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus