İhtiyacımız olan şey, aşırı yüklendiğimiz bazı iletişimlerle baş etmemize yardımcı olacak başka teknolojiler elde etmek. | TED | ما نحن بحاجته الآن هو تقنيّاتٌ جديدة لمساعدتنا في التّعامل مع ما نعانيه من إفراط التواصل. |
Bu bağışıklık sistemini güçlendiren bir bileşik ve aşırı üretimi seni Promisin'e karşı dirençli hale getirdi. | Open Subtitles | انه مركب لتعزيز نظام المناعة إفراط إفراذه يجعلك تقاوم البروميسين |
aşırı uyarılma riskinden dolayı bir sıkıntınız oldu mu? | Open Subtitles | ولا مانع لديك من مواجهة خطر إفراط التحفيز ؟ |
Sana iyi davranmanı söyledim. Ama biraz aşırıya kaçmamış mısın? | Open Subtitles | أخبرتك بأن تكوني لطيفة ولكن هذا إفراط ألا تعتقدين ذلك؟ |
Açık etmiyorsun, ama bence çok zekisin ve çok güzelsin, ama ön plana çıkarmıyorsun. Sende bir hüzün var ve bunu seviyorum, aşırıya kaçmadan. | Open Subtitles | حسناً , لا أظنك تحاولين جذب إنتباه الناس لميزتك ألا و هي الذكاء كما إنك جميلة بدون زهو و يحيط بك حزن يعجبني بدون إفراط |
Lori Marino Nörobilim Uzmanı getirdiği sonuç, aşırı saldırganlık | Open Subtitles | واللائي لسن جُزءاً من ثقافتِهِم.. أن يوجد إفراط فى الإعتداء.. |
Neredeyse aşırı dozdan, tamam mı, sadece ona güven olmaz. | Open Subtitles | كادت أن تموت من إفراط الجرعة, حسناً, إنها لا يمكن الوثوق بها فحسب |
Bu şeyden kurtulamıyoruz. Odyssey, telemetri aşırı yüklenme tespit etti. | Open Subtitles | يا سفينة "الأوديسي" ,القياس عن بعد يظهر إفراط في الإجهاد بهيكل السفينة |
Jeneratörü bir yedekleme ünitesini çalıştırması için ayarladım, böylece Dartı aşırı yükleme yapmadan sadece gerekli gücü alarak kandırıyor. | Open Subtitles | إستطعت تشغيل المولد بواسطة حلقة تخميد... ... كى يسحب السهم القدرة التى يحتاج إليها بدون إفراط فى التحميل. |
Onları, çok sayıda aşırı doz vakasından biliyorum. | Open Subtitles | لقد رايته في عدة حالات إفراط جرعة |
Klinik tanımı, aşırı hassas. | Open Subtitles | إفراط في العاطفة هذا هو المصطلح الطبي |
aşırı yükleme, aşırı yükleme, aşırı yükleme. | Open Subtitles | إفراط في التحميل إفراط في التحميل |
Ama bence asıl sorun, o ürünün aşırı dozda kullanılması ve tüm hastalıkları iyileştirecek mucizevi bir deva olarak görülmesi sonucunda ortaya çıkıyor. | Open Subtitles | لكنّي أعتقد أن المشكلة تنجم عن إفراط الناس باستخدام ذلك المنتج بعينه، وتعتبره "الحل السحري"، |
Ama biliyorsun Yoma gücünü aşırı derece kullandığın açık... | Open Subtitles | ... لكنك تعرفين ... "بوضوح أن ذلك إفراط في إستخدام قوة "اليوما ... |
aşırıya kaçmış. Başını ezmiş. Tamamen çıldırmış ve hızla geriliyor. | Open Subtitles | {\pos(192,230)} وهذا إفراط في القتل، حطّم رأسه فقد صوابه تماماً ويتدهور بسرعة |
Ama asla aşırıya kaçılmamalı. | Open Subtitles | لكن دون إفراط كثيرا |