Fakat mirketler bir beslenme yerinden diğerine gitmek için karşıya geçmek zorundalar. | TED | لكن يجب على حيوانات السرقاط عبوره لتنتقل من منطقة رعي إلى أخرى. |
Öylece hayata sıçramışsın, iş yok, plan yok, bir biradan diğerine, ve hala herkes sana tapıyor, değil mi? | Open Subtitles | انت فقط تسيرين في الحياة بلا عمل بلا خطة , من بيرة إلى أخرى ولا أحد يركز عليك ؟ |
Ailen öldükten sonra yasal vasilerin seni bir yatılı okuldan diğerine gönderdi. | Open Subtitles | بعد وفاة والديك الأوصياء القانونيون كانوا ينقلونك من مدرسة داخلية إلى أخرى |
O zaman çabucak: Buradan diğer bir ilginç fikre geçebilirsiniz. | TED | إذاً، وبسرعة: يمنكم التنقل من فكرة مثيرة للاهتمام إلى أخرى. |
Senin normal yürüdüğün bir kareden, alçılı olduğun diğer bir kareye geçemem! | Open Subtitles | أقرّر ماذا؟ لا يُمكنني المضي من لقطة وأنت تسيرين طبيعية إلى أخرى وأنت مُصابة |
Evin bir odasından diğerine geçip ellerine geçeni birbirlerine fırlatırlardı. | Open Subtitles | ينتقلان من غرفة إلى أخرى ويرميان الأشياء على بعضهما بعضا |
Beyin çok hızlı bir şekilde bilgiyi elektriksel vurular olarak bir yerden diğerine gönderir. | TED | ويحمل الدماغ المعلومات على وجه السرعة بهيئة نبضات كهربائية من منطقة إلى أخرى |
Büyük dalgalanma etkileri çayırları ormanlara, ormanlardaki ağaç türlerini de birinden bir diğerine çevirdi. | TED | فقد غيرت التداعيات الكبيرة المراعي إلى غابات، وغيرت تركيب الغابة من شجرة إلى أخرى. |
Yani bir bitkiden diğerine dokunma bilgisi göndereceğiz. | TED | فسنقوم بإرسال معلومات اللمس من نبتة إلى أخرى. |
Komplikasyon oranlarımı bir yıldan diğerine düşürdüğümü izledim. | TED | لقد راقبت معدلات المضاعفات لي تنخفض من سنة إلى أخرى. |
Her gece bir odadan diğerine... lambaları yakamaya gider... ta ki o koca karanlık odalar aydınlanana dek. | Open Subtitles | كل ليلة يذهب من غرفة إلى أخرى يقوم بإضاءة المصابيح المظلمة حتى تتحول الغرف الكبيرة المعتمة إلى شعلة من الضوء |
Dikkat ederseniz kelimeler eşdeğer olamaz, çünkü bir lisandan diğerine... cinsiyetleri değişiyor. | Open Subtitles | الكلمات تتغيّر معانيها من لغة إلى أخرى.. حين يتغيّر جنسها. |
Ama işin güzel yanı, aslında, bir pandemiyi önlemek için gereken araçlar pandemiye yanıt vermek için gerekenlerle aynı. | TED | لكن ما يبعث الأمل أن الأدوات ذاتها التي نحتاجها للوقاية من جائحة هي التي نحتاجها للاستجابة إلى أخرى قائمة. |
Arada bir belki, ama bu durumdan kurtulmanın yolu oldukça basittir. | Open Subtitles | ربما من مرّة إلى أخرى, لكن يمكن أن يكون أسهل حل. |
Hatıraya ve bir olaydan diğer olaya devam etmesine bağlı özel bir gücü ve süreklilik yeteneği olmuştu. | Open Subtitles | وذلك أن لديها نوعٌ خاص من القوة وإحساساً بالاستمرارية فيما يتعلق بالذاكرة من المضي قُدماً من حالة إلى أخرى. |
Konuştuğumuz gibi, diğer on havariye gönderildi. | Open Subtitles | التي هي في هذا الوقت تسليمها إلى أخرى 10 الرسل. |
Merak ettiğimiz konuları - yayılım, örnekleme, soy tükenme - bir bölgeden diğer bölgeye geçiş sırasında inceleyebiliriz. | TED | نسطيع التحكم في هذه الأشياء والتي نحن قلقون حولها: الإنقراض، أخذ العينات، التشتيت -- نذهب من منطقة إلى أخرى. |