Merkezde küçük işletme sahipleri için sıkıcı bir toplantı var. | Open Subtitles | أنا ذاهب إلى إجتماع مُمِل خاص بالأعمال الصغيرة في البلدة |
Vince denen züppeyle yapacağın toplantı neden bu kadar önemli? | Open Subtitles | لماذا تذهب إلى إجتماع مع هذا الفتى الممل، فينس0 وكأنه صفقة مهمة0 |
Bayan Shaw toplantı yapmak istiyor. | Open Subtitles | العملاء يتخلصون من الين، والسيدة شاون تدعوا الجميع إلى إجتماع عاجل |
- Ağaçlandırma toplantısına. | Open Subtitles | في الحقيقة، أنا ذاهب إلى إجتماع خاص بالأشجار |
Bunlar, bir sonraki destek grubu toplantısına gelecek olanların isimleri. | Open Subtitles | هذه هى أسماء الناس الذين سيحضرون إلى إجتماع مجموعة المساعدة التالى |
Hayır, Bir toplantıya daha gitmem gerek. - Seninle yürümemi ister misin? | Open Subtitles | كلا، سأذهب إلى إجتماع آخر أتريدين منّي أن أمشي معك؟ |
Bunu şimdi konuşamam, şimdi Bir toplantıya gidiyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع الحديث الآن أنا سأدخل إلى إجتماع |
Birkaç gün sonra, 5 Mayıs 1945'te Auschwitz'in eski komutanı, SS Yarbay Rudolf Hoss kaderinin belirleneceğini düşündüğü bir toplantı için yola çıkmıştı. | Open Subtitles | بعد أيام قليلة في 5 مايو 1945 "القائد السابق لـ"آوشفيتس "المقدّم إس إس "رودولف هيس سافر إلى إجتماع الذي إعتقد أنه سيقرّر مصيره |
Bu yüzden, Himmler Eichmann'ı özel bir toplantı için Aralık 1944'te özel treninde toplantıya çağırdı. | Open Subtitles | "لذلك إستدعى "هيملر" ، "آيشمـان إلى إجتماع خاصّ في ديسمبر 1944 على قطاره الخاصّ |
Sen toplantı yapamazsın. | Open Subtitles | ليس بمقدوركِ النداء إلى إجتماع |
Bu vesileyle dünya liderleri olan sevgili dostlarımı, nükleeri etkisizleştirme konusunu tartışmak üzere bir toplantı yapmaya çağırıyorum. | Open Subtitles | *,و لذلك أدعوا زملائي قادة العالم* إلى إجتماع فوري لِمناقشة* *عملية نزع السلاح النووي |
Ulusal güvenlik 1:30 da aradı. Bizi toplantı odasına çağırdılar. | Open Subtitles | دُعي مجلس الأمن القومي إلى إجتماع يريدوننا في (البيت الأبيض) الآن |
Bay Pryce siz ve Bay Cosgrove için bir toplantı istedi. | Open Subtitles | السيد (برايس) دعا إلى إجتماع كبير لكَ (و للسيد (كوسجروف |
Yani, gelecek yönetim kurulu toplantısına bakacak. | Open Subtitles | أعني، كيف ذلك سيبدو إلى إجتماع مجلس الإدارة القادم؟ |
Satış toplantısına gitmem gerekiyor. | Open Subtitles | أنا يَجِبُ أَنْ أَذْهبَ إلى إجتماع المبيعاتِ. |
Tutulmadan önceki gün, babam beni önemli bir savaş toplantısına çağırmıştı. | Open Subtitles | اليوم الذي كان قبل الكسوف طلب أبي مني الحضور إلى إجتماع حربي هام |
Suikast ekibi siz yarın barış toplantısına gidemeden sizi öldürmeye çalıştı. | Open Subtitles | قبل أن تستطيع الوصول إلى إجتماع القمة الخاص بك غداً |
Bay Griffith, Klimax Klub'ta önemli Bir toplantıya gidecek bu gece. | Open Subtitles | ...السيد "جريفيث" ذاهب إلى إجتماع عمل مهم في نادى الـ"سيماكس" الليلة |
Acelem var. Bir toplantıya yetişmem lazım. | Open Subtitles | أنا مستعجل أريد أن أذهب إلى إجتماع |
Şu an önemli Bir toplantıya gidiyorum, ama, uh, sabaha doğru burada olurum. | Open Subtitles | أوشكت أن أترأّس إلى إجتماع مهم، لكن , uh، أنا سأكون حول في الصباح. |
Sanırım, bugün vurulmadan önce Zyckner Williams'la Bir toplantıya gidiyordu. | Open Subtitles | أظن بأننا ذهبنا إلى إجتماع مع " زاكير ويليامز " اليوم عندما بدأ إطلاق النار |