Beni bir kez daha itersen, seni Amerikan Elçiliği'ne şikayet ederim. | Open Subtitles | أدفعيني مرة أخرى وسأبلغ عنك إلى السفارة الأمريكية. |
Duruşma kayıtları Fransa'da ki Kore Elçiliği'ne gönderilecektir. | Open Subtitles | عذرًا, سيتم إرسال سجلات المحاكمة إلى السفارة الكورية في فرنسا, |
Hemen Amerikan Elçiliği'ne gitmen lazım. | Open Subtitles | أريدك أن تذهبي إلى السفارة الأمريكية حالاً |
Çölün ortasında bir yolun ortasında ölürsen bu döner dolaşır ABD elçisine... | Open Subtitles | سينتهي الأمر بك ميتاً بالصحراء بخط أثر, -يقود إلى السفارة الأمريكية -ماذا تريد؟ |
Elçilik'te pasaportumu aldılar ve o zamandan beri gözlerinin önünden ayırmadılar. | Open Subtitles | لقد أخذوا جواز سفري إلى السفارة ولم ينفكوا عن مراقبتي منذ ذلك الحين |
Ama İngiliz elçiliğine gitmediniz öyle değil mi? | Open Subtitles | لكنك لم تذهب إلى السفارة البريطانية .. أليس كذلك؟ |
Dinle, ABD Büyükelçiliği'ne gitmelisin. | Open Subtitles | انظري أريدكِ الذهاب إلى السفارة الأمريكية أنا سأتصل بهم |
Özgürlük Çanı olayı, Rusya Büyükelçiliği'nden zor bela kurtulmam... | Open Subtitles | حادثة جرس الحرية .. التسلل الصغير إلى السفارة الروسية |
Ben D Şubesi'nin talimatıyla Sovyet Elçiliği'ne bilgi veriyorum. | Open Subtitles | انا أمرر معلومات إلى السفارة السوفيتية بناء على تعليمات القسم دي |
Şoförünüzden beni Japon Elçiliği'ne götürmesini istedim. | Open Subtitles | سأطلب من سائقك إيصالي إلى السفارة اليابانية. |
Eğer gelmezsem doğruca Amerikan Elçiliği'ne git. | Open Subtitles | انتظري 5 دقائق، وإذا لم أعد... أريدك أن تتوجّهي مباشرة إلى السفارة الأمريكية. |
Tamam. Seni Luka'daki Amerikan Elçiliği'ne götüreceğim. | Open Subtitles | (حسناً ، سآخذكِ إلى السفارة الأمريكية في (لوكا |
Finch ve Bonnevile'e Quito'daki Amerikan Elçiliği'ne sığınmalarını söyleyin. | Open Subtitles | سوف تخبر (فينش) و (بونيفيل) بالذهاب إلى السفارة الأمريكية فى (كيتو) |
- Mallard acilen Quito'daki ABD Elçiliği'ne gitmemizi istiyor. | Open Subtitles | -مالارد) يريدنا أن نذهب) إلى السفارة الأمريكية فى (كيتو) حالًا. |
Çölün ortasında bir yolun ortasında ölürsen bu döner dolaşır ABD elçisine... | Open Subtitles | سينتهي الأمر بك ميتاً بالصحراء بخط أثر, -يقود إلى السفارة الأمريكية -ماذا تريد؟ |
Polisler kısa zamanda Elçilik'in ve benim peşime düşecektir. | Open Subtitles | الشـُرطةستتعقـّبني، إلى السفارة... وحينها سيعرفون... |
Elçilik binası o tarafta değil. 2. kavşağa dön, 10. | Open Subtitles | ذلك ليس الطريق إلى السفارة |
İkisinden de doğruca Amerikan elçiliğine giden yolları işaretledim. Telefon numaraları arkada. | Open Subtitles | لقد علّمت أكثر الطرق مباشرة من كلاهما إلى السفارة الأمريكية الأرقام في الخلف |
Dönmezsem, Hollanda elçiliğine git kendini tanıt ve onlara her şeyi anlat. | Open Subtitles | إذا لم يظهر اسمكِ ،اتجهي إلى السفارة الهولندية عرفي بنفسك وقولي لهم كل شيء اسألي عن سايلم. |
Castle kötü adamın Rusya Büyükelçiliği'ne girme için sahte kimlik kullandığını anladı. | Open Subtitles | توصل (كاسل) إلى أن المجرم صنع هوية مزيفة ليدخل إلى السفارة الروسية |
Sinyal Pakistan Büyükelçiliği'nden geliyor. | Open Subtitles | لقد تتبعنا أثره إلى السفارة الباكستانية |