Eski çağ Yunanistan'da Yeraltı dünyasına giden birçok giriş bulunmaktaydı, aslına balarsanız, bir çeşit rekabet endüstrisi gibiydi. | Open Subtitles | هناك العديد من المداخل إلى العالم السفلي في اليونان القديمة في الحقيقة كانت كانها صناعة تنافسية |
Her yöre, "Yeraltı dünyasına giden bir geçidimiz var." diyebilmek istemişlerdir. | Open Subtitles | كل موضع أراد أن يقول بأنه مدخل إلى العالم السفلي |
Yeraltı dünyasına inebilen ruhlar sonsuza dek orada hapsoluyorlardı. | Open Subtitles | هؤلاء الأرواح التى أستطاعت الوصول إلى العالم السفلي .. أصبحوا سجناء إلى الأبد |
Onu yaparken de Yeraltı Dünyası'na bir yarık açtım. Şimdiyse her şey öncekinden beter. | Open Subtitles | و بفعل ذلك تسببتُ فى إنفتاح شقّ بين إلى العالم السفلي ، و على إثره سائت الأمور عن ذي قبل. |
Kız ciddi ciddi ölmüştü, dostum. Ruhu Yeraltı Dünyası'na doğru yola çıkmıştı. | Open Subtitles | حسنٌ , إنها ماتت ، ماتت يا رجل، روحها ذهبت إلى العالم السفلي. |
Köydeki ve yoldaki herkesi Yeraltına gönderecek kadar köye yakınız fakat Fısıldayanın büyüsünü bırakmasını hala önleyebilirim. | Open Subtitles | نحن قريبون كفاية من القرية وسيكون كل هؤلاء الناس في طريقهم إلى العالم السفلي |
Tek silahı olan lirle, Yeraltı dünyasına gitmeye karar verir. | Open Subtitles | وبقيثارته كسلاحه الوحيد صمم على الذهاب إلى العالم السفلي |
Euridice birdenbire Yeraltı dünyasına sürüklenir. | Open Subtitles | في نفس اللحظة سحبت مرة أخرى إلى العالم السفلي |
"Önemli bir görevi tamamlamak ya da tehlikeli bir düşmanı yenmek için Yeraltı dünyasına gitmeyi anlatır." | Open Subtitles | الهبوط بشكل ما إلى العالم السفلي لإنجاز مهمة ضرورية أو هزيمة عدو خطير. |
Ailemi Yeraltı dünyasına götürürken sıradakinin ben olacağımı bilerek sadece gidişleri dinleyebildim. | Open Subtitles | تمكنت فقط من سماعهم وهم يجرون عائلتي إلى العالم السفلي مدركة أنني التالية |
Bu hayaletler Yeraltı dünyasına gidemiyorlardı, bu yüzden huzursuz, mutsuz ve kızgındılar, ayrıca onlardan birini sizin çirkin bir işinizi yapmaya ikna etmek çok kolaydı. | Open Subtitles | هذه الأشباح لم تستطيع الذهاب إلى العالم السفلي لذا فهم قلقين وغير سعداء وشديدوا الغضب فسيكون من السهل إيجاد أحدهم لعمل عمل بشع لمصحلتك |
Bu belgeler Yeraltına gitmenizi sağlayan bir pasaport gibi işlev görmüş ve ne olduğunu, ölünün hangi aşamalardan geçtiğini, ne tip gardiyanlarla karşılaştığını ve onları geçip Yeraltı dünyasına ulaşmak için ne söylemesi gerektiğini anlatmışlardır. | Open Subtitles | هذه الكلمات تصف بأنها جواز السفر إلى العالم السفلي ووصفوا ماذا حدث, وماهي المراحل التى يمر بها الميت ماهم الحراس اللذين سيلقاهم, ومالذي سيقولونه إليهم |
Beşinci Güneşi yaratmak için "Tüylü Yılan" lakaplı Lord Quetzalcoatl Yeraltı dünyasına gitmiş, eski insanların kemikleriyle dönmüş ve yeni hayatlar yaratmak için onları kendi kanıyla beslemişti. | TED | لخلقِ الشمس الخامسة. الإله "كيتسالكواتل" الثعبان المجنح نزل إلى العالم السفلي وجلب عظاماً بشرية. وأحياها بدمه لخلقِ حياةٍ جديدة. |
Sen Yeraltı Dünyası'na, tam benim yanıma aitsin. | Open Subtitles | أنتَ تنتمي إلى العالم السفلي ، إلى جانبي. |
Gördüğünüz gibi insanlar ölmeden de Yeraltı Dünyası'na gidebiliyor. | Open Subtitles | ، لقد ذهب العديد إلى العالم السفلي ...قبل أن يموتوا |
Gece Perileri'ni öldürecekti sonra kendini öldürüp, Yeraltı Dünyası'na dönecekti. | Open Subtitles | كان يفترض أنّ يبيد (حوريات الليل)، و يجرم بحقّ نفسه عائداً إلى العالم السفلي. |
Nygaax burada sıkışıp kalacak ve biz de onu patlatıp, Yeraltı Dünyası'na postalayacağız. | Open Subtitles | الـ(نيجاكس) سيقع بالشرك هنا، ثمّ سنفجره ، و نرسله إلى العالم السفلي. |
Yeraltına gidip geri dönmedikçe gerçek anlamda bir Yunan kahramanı olamazsınız. | Open Subtitles | إنه تقريباً بأنك لن تصبح بطلاً إغريقياً إلا لو ذهبت إلى العالم السفلي وعدت منه |
Yeraltına o zaman kaymış. | Open Subtitles | ذلك عندما ذهبت إلى العالم السفلي |