Karımı arayıp öğle yemeği için müsait olamayacağımı söyle. | Open Subtitles | أتصلي بزوجتي وأخبريها أني لن أذهب إلى الغداء هيا لنذهب |
Debbie öğle yemeği için yine ekti beni. | Open Subtitles | - ماذا ؟ - ديبي" لم تَدْعُني إلى الغداء" |
Önceki gün öğle yemeği için aradığında sandım ki-- | Open Subtitles | أتعلم, عندما دعوتني إلى الغداء في ذلك اليوم لقدظننت... |
Fabia'yı yemeğe çıkarırsın, değil mi? | Open Subtitles | لقد اعتقد انك ستدعوننى إلى الغداء ، لا ؟ |
Onu yemeğe çıkarırsın, onu dinlersin. | Open Subtitles | تصطحبها إلى الغداء انصت اليها |