Stanford Üniversite'sini bırakmıştım, Tunus'tan, Kisangani'ye oradan Kahire'ye geçtim günde 10 dolara nasıl hayatta kalacağımı öğrendim. | TED | حينها تركت دراستي بجامعة ستانفورد، وذهبت من تونس إلى كيسانغاني إلى القاهرة وتعلمت كيف أقضي يومي بعشرة دولاراتِ فقط. |
Liverpool'dan Kahire'ye dünyanın dört bir yanındaki dedektiflere haber verdik. | Open Subtitles | ...لدينا محققين فى جميع أنحاء العالم من ليفربول إلى القاهرة |
Haritalarımızı kullanarak Rommel'i Kahire'ye getirecekler. | Open Subtitles | سيحضرون روميل إلى القاهرة عن طريق خرائطنا |
Hızlıca gitmesi için Carter, İngilter'deki Lord Carnarvon'a bir telgraf gönderdi ve yardımseveriyle buluşmak için Cairo'ya gitti ama çıktığında bazı garip olaylar oldu. | Open Subtitles | أرسل كارتر برقية عاجلة إلى اللّورد كارنارفون في إنجلترا لكي يعود إلى مصر سريعاً وغادر كارتر إلى القاهرة ليقابل مموله |
Sadece Cairo'ya gitmeden önce bir gemi kaptanı bulabilir miyim bilmiyorum. | Open Subtitles | أنا فقط لا أعرف إن كنت سأعثر على سفينة قبل رحيلي إلى "القاهرة". |
Eğer Wadi'den bir yol bulabilirsek direk Kahire'ye gidebiliriz. | Open Subtitles | القاهرة، مارس 1939 فقط إذا تمكنا من إيجاد طريق عبر الوادي سيمكننا أن نتوجه مباشرةً إلى القاهرة |
- Sızlanmayı kes, Harry. Kahire'de develerin üzerinde de olabilirdik. | Open Subtitles | توقف عن الشكوى يا هارى كان بإمكاننا العودة إلى القاهرة على ظهور الجمال |
- Sızlanmayı kes, Harry. Kahire'de develerin üzerinde de olabilirdik. | Open Subtitles | توقف عن الشكوى يا هارى كان بإمكاننا العودة إلى القاهرة على ظهور الجمال |
Kahire'ye bir uçak ayarladım, saat 6:40'da havaalanından kalkıyor. | Open Subtitles | حصلت لنا حجز على متن طائرة إلى القاهرة ، ويترك في 6: 40 ريغان. |
Babu Kahire'ye gidip akordiyon okuluna geri dönmeye çalışacak. | Open Subtitles | بابو سيعود إلى القاهرة ليرى إذا يستطيع بابو أن يعود لمدرسة الموسيقى |
Kahire'ye gidebilirsen, kendime vakit ayırabilirim diye düşündüm. | Open Subtitles | إعتقدت إن ارسلت إلى القاهرة سأحصل على لحظة لنفسي |
Ama peder Samaan'dan evvel Mario'yu ikna etmem gerekiyordu, o da 20 sene önce Kahire'ye taşınmış Polonya'lı bir sanatçı ve dağın içindeki kilisenin tüm sanat eserlerini yapan kişi. | TED | ولكن لكي أقنع الأب سمعان، كان علي أن أقنع ماريو، وهو فنان بولوني انتقل إلى القاهرة قبل 20 سنة وهو الذي خلق كل العمل الفني في الكنيسة الكهف. |
Kahire'ye dönün ve İngiltere'ye giden bir araç bulun. | Open Subtitles | "إرجعوا إلى "القاهرة "إحصُلا على وسيلة نقل إلى "إنجلترا |
Kahire'ye, Fas'a, Tanca'ya, dünyanın bütün egzotik ve romantik yerlerine... | Open Subtitles | إلى "القاهرة" و "المغرب" و "طنجة" إلى جميع الأماكن المثيره و الرومانسية في العالم |
Irak'tan kaçıp Kahire'ye gelene kadar Osirak nükleer tesisinde başmühendistiniz. | Open Subtitles | كنت مهندس في منشأة "اوزيراك" النووية "حتى إلى أن هربت ووصلت إلى "القاهرة |
İşkence edilen, çözülen de siz değildiniz sonunda kurtulup elinde hiçbir şey olmadan Kahire'ye gelen de. | Open Subtitles | لن تعذّب, أو تجبر لم تهرب في نهاية الأمر وتصل إلى "القاهرة" هنا بلا طائل |
Irak'tan kaçıp Kahire'ye gelene kadar Osirak nükleer tesisinde başmühendistiniz. | Open Subtitles | كنت مهندس في منشأة "اوزيراك" النووية "حتى إلى أن هربت ووصلت إلى "القاهرة |
Aynı zamanda, bizde kendi buharlı gemimizle Cairo'ya gideceğiz, ama düşündüğümüz tek şey siz olacaksınız. | Open Subtitles | فى نفس الوقت سنكون نُعدّ سفينتنا إلى "القاهرة"، ولكن الشئ الوحيد الذي سنفكر به هو انت. |
En son Cairo'da olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | ) آخر ما سمعته، كان ذهابك إلى القاهرة قد راسلتني |