Sonuçlar alındıktan sonra başka bir uzman görüntüleri inceler ve teşhisi hastaya bildirir. | TED | وبمجرد جمع هذه الصور يقوم طبيب آخر بتشخيص تلك الصور والتحدث إلى المريض. |
Başka bir deyişle, bir hastadan numune almak ve onu mikroskoba göndermek yerine mikroskobu hastaya getirebilirsiniz. | TED | ما يعنيه ذلك الآن هو أنه بدلاً من أخذ عينة من المريض وإرسالها إلى المجهر، تستطيع إحضار المجهر إلى المريض. |
- Hayır, ne durumda olursa olsun o ilacı yaşayan bir hastaya veremezsin. | Open Subtitles | ل - لا، تحت أي الظروف يجب إعطاء هذا الدواء إلى المريض الحية. |
Yani gidip ilacı alıp hastaya veremiyorsun. | Open Subtitles | يعنيك فقط لا تستطيع الحصول على medecine ويحقنه إلى المريض المريض. |
Basit bir ameliyat küçük bir kızı İngiliz hastaya döndürüyor. | Open Subtitles | "جراحة بسيطة تحول فتاة إلى "المريض الإنجليزي ما الأمر؟ |
Basit bir ameliyat küçük bir kızı İngiliz hastaya döndürüyor. | Open Subtitles | "جراحة بسيطة تحول فتاة إلى "المريض الإنجليزي |
hastaya bakma! Monitöre bak! | Open Subtitles | لا تنظري إلى المريض , انظري إلى الشاشة |
hastaya bakma. | Open Subtitles | لا تنظري إلى المريض |
Unutmuş görünüyoruz. Sanki bilgi patlamasıyla birlikte insan genomunun haritası ayaklarımıza kadar gelmişken, ritüelin hekim için duygusal bir temizlenme, hasta için ise gerekli olduğunu unutmuş olarak, ritüelin bir anlamı olduğunu ve hastaya ulaşacak tek bir mesaj olduğunu unutmuş bir şekilde büyük bir ihmalkarlığın içindeyiz. | TED | يبدو أننا قد نسينا -- وكأنه مع الانفجار المعرفي ووجود الجينيوم البشري واضحاً وفي متناول أيدينا، ركنا إلى عدم الإنتباه، ونسينا بأن هذا الطقس مطهر لنفس الطبيب، وضروري للمريض -- ونسينا بأن هذا الطقس له معنى ورسالة واحدة لإيصالها إلى المريض. |