"إلى المطار" - Traduction Arabe en Turc

    • Havaalanına
        
    • havalimanına
        
    • havaalanında
        
    • hava
        
    • Havaalanı için
        
    Havaalanına gittiğinizde köpek bisküvileriyle çarpışabilirsiniz ve sonra, narkotik köpeği... çantanızdan uzaklara gider, bir çeşit... eğer köpeği hayal edebiliyorsanız... köpek... Open Subtitles مثل إذا كان لديك حشيش في حقيبتك و ذهبت إلى المطار يمكنك إطلاق بسكويت الكلاب .. من ثم كلب الحراسة سيكون
    Ve sabah saat 6'da buraya gelip seni lanet Havaalanına götüreceğim. Open Subtitles وسأكون هنا في تمام السادسة صباحاً لأقلكَ يا إلى المطار اللعين
    İzin ver izin ver seni son kez Havaalanına bırakıyım. Open Subtitles دعيني دعيني على الأقل أوصلك إلى المطار ، حسناً ؟
    Ve lazerin izlediği kesit yolu, buradan havalimanına kadar gider ve geri gelir. TED ومسار القطع الذي يتبعه الليزر يشمل الطريق من هنا إلى المطار وإيابا.
    - Bu akşam havaalanında olacak. Open Subtitles إنها ذاهبة إلى المطار هذا المساء ألو؟ ألو؟
    Unutmayın, köyümden hava alanına gitmek yedi saat falan sürdü. TED كنت قد قطعت حوالي سبع ساعات من قريتي إلى المطار في ذلك اليوم.
    - Havaalanı için güney hattını kullan. Open Subtitles -إسلكي الطريق الجنوبي إلى المطار.
    Havaalanına varır, bankodaki kadına biletini uzatır, o da ehliyetini ister. Open Subtitles وذهب إلى المطار وسلّم تذكرته لموظفة الاستقبال وطلبت منه رخصة قيادته
    Sadece şaraphaneye kadar bir araca otostop yapıyorum sonra taksiye atlayıp Havaalanına gideceğim. Open Subtitles آخذ ركبة مجانية إلى المخمرة فحسب، ومن ثمّ سآخذ سيّارة أجرة إلى المطار.
    Büyük gün geldiğinde buzdolabını süt ve taze meyvelerle doldurduk ve aileyle buluşmak için Havaalanına gittik. TED حين أتى اليوم الكبير ملأنا ثلاجتهم بالحليب والفاكهة الطازجة واتجهنا إلى المطار لمقابلة العائلة
    Ekselansları geç kaldı. Doğrudan Havaalanına gidecek. Open Subtitles ـ إنها في الإنتظار ، سيدي ـ سعادته تأخر ، سوف يستقلها مباشرتاً إلى المطار
    - İyi akşamlar Bay Crabbin. Sizi Havaalanına ya götürmemi ya da otobüse bindirmemi söyledi. Tercih size kalmış. Open Subtitles قال لي أن أوصلك إلى المطار أو الحافلة، فأياً منهما تفضل
    Böylece ben eve dönerken, o Havaalanına gidiyor olacaktı. Open Subtitles كان في طريقه إلى المطار .بينما كنت في طريقي إلى المنزل
    Havaalanına giderken, yolum kiminle kesişti dersiniz? Open Subtitles هذه أعنف صدفة يمكن أن تتخيلها ، ولكن حينما كنت فى الطريق إلى المطار
    Bir de şöyle bakın. Havaalanına gidiş gelişte geçecek zamanı bir toplayın, gerçekte ne kadar zaman kazanırdın? Open Subtitles وفكر بهذا أييضاَ أضف غلى هذا الزمن الذي تقضيه إلى المطار ومن المطار
    Kalktım, onu Havaalanına götürdüm ve United Airlines terminalinde kustum. Open Subtitles لقد استيقظت قدت به إلى المطار و انزلته فى محطة الخطوط الجوية المتحدة
    Ama karşılığında, tüm vücuduma alçı yapıp, havalimanına götüreceksiniz. Open Subtitles ولكن بالمقابل.. أريدكم أن تضعوني في قالب لجسمي كاملاً, وتأخذوني إلى المطار
    Beni ve çocukları havalimanına bırak, anneme gidiyorum. Open Subtitles قم بإيصالي أنا والأبناء إلى المطار. سأذهب لمنزل والدتي.
    Saçmalama. J.F.K. havalimanına doğru gidiyordum. Open Subtitles لا تكن سخيفًا ، كنت متجهة للتو إلى المطار
    Hiç havaalanında birini kovalamadın mı daha önce? Open Subtitles أن تركض ورائها إلى البوابة؟ .. ألم تلاحق أحداً إلى المطار من قبل؟
    Dinle bak, Dün seni havaalanında... küçük düşürdüğüm için özür dilerim. Open Subtitles إذن إسمع أنا آسف على جعلك تأتي إلى المطار أمس
    - hava alanına gidiyoruz sanıyordum. Open Subtitles أعتقد أننا ذاهبون إلى المطار من ما لاحظته على بارنسبى
    Havaalanı için taksi tutacağım. Open Subtitles سأستقل سيارة أجرة إلى المطار

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus