Biz bunu başardık, gizlilikle ilgili bu sorulardan bazılarını ele almaya başladık ve bu konunun Hemen hemen kapandığını hissediyoruz. | TED | لقد أنجزنا هذا، بدأنا نعالج بعض من مسائل الخصوصية تلك ونحن نشعر أن هذا الأمر قد انتهى إلى حد كبير. |
Hal böyle iken, böyle büyük bir endüstri -- deniz üzerinde 100.000 gemi çalışmaktadır -- Hemen hemen görünmez halde. | TED | وحتى الآن،بالنسبة لمجال ضخم كهذا -- هناك 100.000 سفينة عاملة في البحر -- قد أصبحت غير مرئية إلى حد كبير. |
Ve bu parçacıklar Hemen hemen geçtiğimiz yüzyılda keşfedildi. | TED | وهذه الجزيئات تم إكتشافها على مدى القرن الماضي، إلى حد كبير. |
Tam olarak değil. Ama gördüğüm her şeyi oldukça iyi hatırlayabilirim. | Open Subtitles | ليس تماما ، ولكن بإمكانى تذكر ما أراه إلى حد كبير |
Amerika dışındaki profesyonel olmayan çevrelerde, büyük oranda yok sayılmakta. | TED | في الأوساط غير المهنية خارج أمريكا، يتم تجاهل النظرية إلى حد كبير. |
Bu Aşağı yukarı benim hayatım gibiydi. | TED | ذلك إلى حد كبير ما كان يشابه حياتي. |
Rüzgarların karaya ulaşmadan önce büyük ölçüde dağılması bekleniyor ancak bu hala oldukça büyük bir kış fırtınası olabilir. | Open Subtitles | من المتوقع من الرياح بأن تعصف إلى حد كبير قبل أن تصل إلى اليابسة هذه ستكون عاصفة شتائية كبيرة |
Bence tarih boyunca, Hemen hemen her salgına ilk önce inkâr ve şüphe ile bakılıyor. | TED | أعتقد عبر التاريخ، كل جائحة يُنظر إليها بالإنكار والشك إلى حد كبير. |
Eğer 20 sene önceye dönecek olursak, çoğunlukla bir pazarlama yöneticisi tarafından kontrol edilen tek bir mesaj Hemen hemen bir markayı tanımlardı. | TED | إذا رجعنا 20 عاما للوراء، رسالة واحدة إلى حد كبير يسيطر عليها مدير واحد للتسويق يمكنها إلى حد كبير يمكنها تعريف العلامة التجارية. |
Kararımı Hemen hemen verdim ve ilk olarak seni kullanmak istiyorum. | Open Subtitles | كنت إلى حد كبير سأحسم أمري لكني أردت تشغيله أولا من طرفك |
Evrende görebileceğiniz herşey... Hemen hemen boşluktur. | Open Subtitles | يمكنك أن ترى كل شيء في الكون مجرد مساحة فارغة وذلك إلى حد كبير. |
Hemen hemen gidebilecekleri tek yer diye düşündüm. | Open Subtitles | إلى حد كبير كما توقعته سيكون منذ البداية. |
Lokantada çekilen fotoğrafların Hemen hemen her yerde. | Open Subtitles | حسنا ، صورك من العشاء إلى حد كبير في كل مكان |
Hemen hemen her türlü nesnenin simetrisi vardır; kelebekler gibi somut şeylerden soyut varlıklar olan geometrik şekillere kadar. | TED | إلى حد كبير أي نوع من الكائنات يمكن أن يكون متناظرا، من الأشياء الملموسة كـالفراشات، إلى الكيانات المجردة كـالأشكال الهندسية. |
Evet, oldukça fazla oynuyorlar ama bu diğer olanların yanında küçük bir öğe | TED | نعم، أنهم إلى حد كبير يعدلون جميع الصور، ولكن هذا فقط عنصر صغير لما يحدث. |
Bunu düşününce eski model oldukça çılgındı. | TED | عندما تفكر بهذا الأمر النموذج القديم كان مجنونًا إلى حد كبير |
bu büyük oranda sizin de kağıdınıza çizdiğiniz şeye benziyor, değil mi? | TED | هذا أشبه بما ينبغي أن يكون قد رُسم على قطعة الورق الخاصة بكم إلى حد كبير. |
Bildiğin gibi, Güney Amerika'da ortaya çıkan ilk salgından sonra, temel H1N1 virüsü büyük oranda kontrol altına alındı. | Open Subtitles | وكما تعلمون ، بعد اندلاع الأولي في أمريكا الجنوبية ، وقد الفيروس فيروس H1N1 الأصلية الواردة إلى حد كبير. |
- Aşağı yukarı böyle olacak değil mi? | Open Subtitles | والآن إنقلب علي ويريد قتلي -هذا إلى حد كبير ما سوف تسير عليه الامور؟ |
Eğer aşağıdaki insanlara bakarsak, yüzeyde gezindiklerini, ki bu yüzey de oldukça düz, ve bu büyük yükseklikten tamamen düz görünüyor, hareket ediyorlar ama Aşağı yukarı hareket yok çünkü uçamıyorlar. | Open Subtitles | إذا نظرنا إلى الناس أسفلنا مباشرةً سيبدو أنهم يتحركون في سطح والذي يبدو مسطحاً إلى حد كبير من هذه المسافة العالية يبدو أنه مُسطحاً تماماً وهم يتحركون فيه |
Bugün bunu tartışmak için buradayım, çünkü çağımızda kapitalizm büyük ölçüde yanlış anlaşılıyor. | TED | وأنا هنا لأثبت أن هذا راجع إلى كون الرأسمالية، في صورتها الحالية، يساء فهمها إلى حد كبير. |
İlk başta çok emek gerektiriyor ama sonra neredeyse otomatik bir hâl alıyor. | TED | في البداية، فإنها تحتاج جهداً كبيراً، ولكن أخيراً تصبح تلقائيّة إلى حد كبير. |