Evine gittiğimi hatırlıyorum, ve baban bana çoktan yaz için Stanford'a gittiğini söylemişti. | Open Subtitles | أذكر مجيئى إلى منزلك و والدك يخبرنى أنك رحلت إلى ستانفورد طوال الصيف |
Beni etkileyen diğer şey ise yine ben Teksas'tayken, yani Stanford'a taşınmadan önce başımdan geçen bir olaydır. | TED | وقد تأثرت كثيراً بتجربة أخرى مررت بها، وكان ذلك أيضاً عندما كنت في تكساس قبل انتقالي إلى ستانفورد. |
Dolayısıyla onu davet ettim, meslektaşlarıyla Stanford'a geldi, öğrencilerimle tanıştı ve daha sonra birlikte öğle yemeği yedik. | TED | بعد ذلك دعوته للمجيء، فجاء هو وزملاؤه إلى ستانفورد وقابل الطلاب، وبعدها تناولنا الغداء معًا. |
Ama Stanford'a ufak bir gezi düzenleyip sevgili kızınızı alıp buraya getirip siz izlerken onu incitsem, sanırım o zaman yardımcı olursunuz. | Open Subtitles | و لكنى سأذهب إلى ستانفورد و أحضر إبنتك معى و أعود بها إلى هنا و أبدأ بإيذاءها |
Onu Stanford'a giderken bıraktım ve bir daha da haber alamadım. | Open Subtitles | لقد ذهبت إلى ستانفورد و لم أسمع عنه ثانية |
Her gün iş çıkışından Stanford'a gideceğim güne kadar seni bir saat çalıştıracağım. | Open Subtitles | ،سأتمرنُ معكَ لساعة كلَ يوم بعدَ العملِ مباشرةً حتى أُغادرَ إلى ستانفورد |
Stanford'a kabul edilirse ne yapacaksın? | Open Subtitles | اذاً مالذي سيحدث حينما تذهب إلى ستانفورد ؟ |
Stanford'a başvuru yaptığını ne zaman söyleyecektin demek oluyor. | Open Subtitles | يعني ، متى كنت تنوين إخباري بموضوع ذهابكِ إلى ستانفورد ؟ |
Seninle Stanford'a gitmeyi düşündüğümü söylemediğim için kavga etmedik Stanford'a gitmeyi düşündüğüm için kavga ettik. | Open Subtitles | نحن في خضم شجار بسبب خطأٍ قد ارتكبته وهو عدم إخباري لك بموضوع ذهابي إلى ستانفورد ولكنّنا في خضم شجار حقاً |
Bana Stanford'a gitmenin yeni bir başlangıç olarak düşünüp düşünmediğimi soruyorsan... | Open Subtitles | إذا كنت تسألني إذا ماخطر ببالي إذا ماكان الذهاب إلى ستانفورد قد يكون بداية جديدة |
Seni bu duruma sokmaktan nefret ediyorum. Ve bu durumdan gördüğüm tek çıkış yolu senin Stanford'a gitmen. | Open Subtitles | أكره أن أضعكِ في هذا المأزق والمخرج الوحيد من هذا هو ذهابكِ إلى ستانفورد |
Biz hangi Stanford'a gittik. | Open Subtitles | حسنا, ذهبنا إلى ستانفورد التي تقع في ؟ |
Sen Stanford'a gidince daha yakın olabiliriz ve... | Open Subtitles | سنكون أقرب.. عندما تذهب إلى ستانفورد و |
ilk firsatta Stanford'a kaçti. | Open Subtitles | هرب إلى "ستانفورد" حينما أتيحت له الفرصة |
Ama ikinizin konuşmadığı dönemde bile, vakit buldukça Stanford'a uğradı, seni görmek için, güvende olduğunu anlamak için. | Open Subtitles | حتى عندما لم تكنا تتكلمان مع بعضكما كان يذهب إلى (ستانفورد) كلما سنحت له فرصة يراقبك |
Bu yüzden Stanford'a gittim. | Open Subtitles | لقد ذهبت إلى ستانفورد. |
Stanford'a burs kazanarak gitmişsin. | Open Subtitles | ذهبت إلى "ستانفورد" بمنحة كاملة |
Sen Stanford'a gidiyorsun. | Open Subtitles | أنت تذهب إلى ستانفورد. |
Stanford'a gittim ben. | Open Subtitles | ذَهبتُ إلى ستانفورد. |
Eğer bana Stanford'a gidemeyeceğimi söylemeye geldiysen o zaman bunu unut gitsin. | Open Subtitles | لو كنت قد أتيت لتخبرني (أنني لا أستطيع الذهاب إلى (ستانفورد فلتنسَ هذا الأمر |