Kızımı okuması için Tokyo'ya gönderdim, ama tek yaptığı şey parti. | Open Subtitles | ارسلت ابنتي إلى طوكيو للكلية وكل ما تفعله هو عمل الحفلات |
Teruo Kurosaki, Idee denen bir mobilya şirketinin sahibi, benden Tokyo'ya iki tane römork yollamamı istedi. | TED | تيرو كوروساكي، الذي يملك شركة تدعى إديي طلب مني إرسال مقطورتين إلى طوكيو |
Tokyo'ya vardığında, bu isme ve adrese git. | Open Subtitles | عندما تصل إلى طوكيو إذهب إلى ذلك الاسم والعنوان |
Eğer beni buradan çıkarırsan ve Tokyo'ya geri götürürsen seninle paylaşacağım . | Open Subtitles | سأتقاسمه معك لو أنت اخرجتني من هنا و اعدتني إلى طوكيو |
Cape Verde adasında yakalanan bir kısa dalga radyo sinyaliyle Tokyo'ya uzanan... | Open Subtitles | ذلك الإعلان ذو الموجة القصيرة من إذاعة هونغ كونغ إلتقط من مباني جزيرة الرأس الأخضر إلى طوكيو |
Baba bir kaç düşmanın üstesinden gelmek için Tokyo'ya gideceğime dair söz verdim. | Open Subtitles | لقد وعدت والدي أنا اذهب إلى طوكيو للإستيلاء على شركة. |
Ama genç bir kadın Tokyo'ya geldi. | Open Subtitles | و لكن كانت هناك امرأء شابة على متن أحد الرحلات المتجهة إلى طوكيو |
Araştırma merkezi personelinden biri Tokyo'ya bir numune getiriyor. | Open Subtitles | أحد أعضاء فريق البحث بطريقه إلى طوكيو ليجلب معه عينة |
Ayın 15'inde Tokyo'ya uçuyorsun, sabah orada olacaksın. | Open Subtitles | أنت يطير إلى طوكيو يوم الخامس عشر، كنت الأرض في الصباح. |
Wall Street'ten Tokyo'ya, Hollywood'a tüm büyük paralar beni takip edecek ve benimle bahis oynayacak. | Open Subtitles | من وول ستريت إلى طوكيو و هوليوود كل أموالكم ستبقى و تلعب معي |
Wall Street'ten Tokyo'ya, Hollywood'a tüm büyük paralar beni takip edecek ve benimle bahis oynayacak. | Open Subtitles | من وول ستريت إلى طوكيو و هوليوود كل أموالكم ستبقى و تلعب معي |
Üç yıl önce Tokyo'ya taşındığımdan beri bu haberin peşindeyim. | Open Subtitles | معي تلك القصة منذ أن انتقلت إلى طوكيو من ثلاثة أعوام |
Üç yıl önce Tokyo'ya taşındığımdan beri bu haberin peşindeyim. | Open Subtitles | معي تلك القصة منذ أن انتقلت إلى طوكيو من ثلاثة أعوام |
Tokyo'ya beraber gidebilsek ne kadar güzel olurdu. | Open Subtitles | كم سيكونُ جيدًا. لو حدثَ ذلك. لو أنهُ يُمكننا الذهاب كِلانا إلى طوكيو. |
Tokyo'ya göndermek için seçim yapacağımızı söylemiştim. | Open Subtitles | عمليةُ اختيار الطالبات الأفضل في هذا الفصل الدراسي، وإرسالهنّ إلى طوكيو للدراسة، |
Bu senin için sağdıcım, Tokyo'ya gidiyoruz. | Open Subtitles | هذا لك يا رجلي المفضل .. سنذهب إلى طوكيو |
Şu mezuniyet gelsin de Tokyo'ya gideyim artık yahu! | Open Subtitles | .أرغبُ في التخرّج في الحال والذهاب إلى طوكيو في أسرع وقت |
Kavga mı ettik bilmiyorum ama Tsukasa ve senpai bensiz Tokyo'ya dönmüşlerdi. | Open Subtitles | .ربمّا خضنا شجاراً آنذاك، فعاد تسوكاسا وسينباي إلى طوكيو لوحدهم |
Bunları 2001 yılında bilgisayar objeleri yapmak için Tokyo'ya götürdüm. | TED | لقد أخذتهم معي إلى "طوكيو" في العام 2001 لأصنع أشكال بإستخدام الحاسوب. |
Bunu da güvenle söyleyebilirim çünkü bir Hindu Sindhi olarak Tahran'dan Tokyo'ya toplumların ve bu toplumların çeşitli kültürleriyle aslında doğrudan kültürel bir bağ hissediyorum. | TED | الان أستطيع قول هذا بقليل من القناعة لأنني كهندي سندي أنا أشعر بالفعل بصلة ثقافية مباشرة مع مختلف المجتمعات الثقافية المتنوعة و المجتمعات على طول الطريق من طهران إلى طوكيو |