Gözlerimin içine bakıp bunu öğrenmelisin. | Open Subtitles | أعتقد أن عليك أن تنظر إلى عينيّ وتكتشف بنفسك |
Benim Gözlerimin içine baktın ve anladığını söyledin. | Open Subtitles | لقد نظرتِ إلى عينيّ وتصرفتِ كما لو أنكِ فهمتِ |
Gözlerimin içine bak ve çıkmadığınızı söyle. | Open Subtitles | انظري إلى عينيّ وأخبريني أنّك لستِ على موعد |
Birisinin gözlerinin içine bakıp, bir parçasının öldüğünü izlemek gibisi yoktur. | Open Subtitles | أتعلم, لا شيء يساوي النظر إلى عينيّ شخصٍ ما، ورؤية جزء منهم يموت! |
Savunma avukatının gözlerinin içine bak. | Open Subtitles | وانظري إلى عينيّ محامي الخصم مباشرة |
Seni beş para etmez herif! gözümün içine bakıp bana yalan söyledin! | Open Subtitles | أنت مثير للشفقة ، لقد نظرت إلى عينيّ وكذبت عليّ |
Yani gidip de onun gözünün içine bakamayacagimi mi söylüyorsun? | Open Subtitles | لذا ، أتقول أنّني لا يمكنني الذهاب و النظر إلى عينيّ ذلك الرجل؟ |
Gözlerimin içine bakıp bir ilişkisi olmadığını söylemişti. | Open Subtitles | -ذلك الوغد ! نظر إلى عينيّ مباشرةً وقال أنّه لا يقيم علاقة محرّمة |
- Gözlerimin içine bakıp yaşlı kadınlarla deneyimim olup olmadığını sordu. | Open Subtitles | -لا أعتقد ذلك لقد نظرت إلى عينيّ وسألتني إذا كان لديّ أيّ خبرة مع النساء المسنات |
Kız Gözlerimin içine baktı. | Open Subtitles | ثم رأيتهم، نظرت الفتاة إلى عينيّ مباشرة |
Bütün bunlar başladığında burada oturduk ve sen Gözlerimin içine bakıp benim bir çok insanın ölümünden sorumlu olduğumu söyledin. | Open Subtitles | عندما بدأ كلّ هذا، جلسنا هنا، ونظرت إلى عينيّ... وأخبرتني أنّني كنت المسؤول عن الكثير من الوفيات. |
Gözlerimin içine bak ve Jennifer'ın ölümüyle ilgili kendini suçlamadığını söyle. | Open Subtitles | انظر إلى عينيّ وأخبرني بأنّك لا تلوم نفسك .. (على موت (جينفر |
Juice'a ne yaptırdığını biliyorum. Ve sonra Gözlerimin içine baktın... ...ve yalan söyledin. | Open Subtitles | أعرف ما الذي جعلت (جوس) يقوم به، ثم نظرت إلى عينيّ وكذبت بشأن ذلك |
Çünkü Ellis'in gözlerinin içine baktığımda, jürinin gürdüğünü gördüm birisinin oğlunu. | Open Subtitles | لأنني أنظر إلى عينيّ "إيليس" وأرى ما تراه هيئة المحلّفين ابن أحدهم. |
Bir adamın gözlerinin içine bakmayı severim. | Open Subtitles | أحبّ أن أنظر إلى عينيّ الرجل |
Jessica adamın gözlerinin içine baktık sana söylüyorum adam suçlu. | Open Subtitles | ،جيسكا)،لقد نظرنا إلى عينيّ الرجل) .وأؤكدُ لكِ بأنهُ قد إرتكبَ ذلِكَ |
Seni seviyorum. Sadece gözümün içine bakıp ona karşı bir şeyler hissetmediğini söylemeni istiyorum. | Open Subtitles | أحبّكِ، فانظري إلى عينيّ وقولي لي أنّكِ لا تكنّي مشاعرًًا له. |
Elam Ferguson, gözümün içine bak ve aklından geçenleri söyle. | Open Subtitles | إيلام فيرقسون , أُنظر إلى عينيّ وأخبرني بماذا تُفكر |
Adam gözümün içine baktı, sonra un ufak oldu. | Open Subtitles | نظر الرجل إلى عينيّ مباشرة، ثم صار غبارًا |
Yani gidip de onun gözünün içine bakamayacağımı mı söylüyorsun? | Open Subtitles | لذا ، أتقول أنّني لا يمكنني الذهاب و النظر إلى عينيّ ذلك الرجل؟ |