Ne de olsa yeni bir kiliseye taşınacağız, değil mi diyakoz? | Open Subtitles | أقصد،من الواضح أننا سننتقل إلى كنيسة جديده،أليس كذلك ديكون؟ |
Bir daha asla bir kiliseye girmem. | Open Subtitles | أنا لن أَدُخل أبداً إلى كنيسة. |
Çünkü şu an bir kiliseye gidiyoruz ve senin kiliselerde kafir olma eğilim var. | Open Subtitles | ! لأننا متجهون إلى كنيسة وأنت تميلين للكفر في الكنائس |
Aracı olarak kiralanan firma, dini heykellerden oluşan büyük bir nakliyatı Los Angeles'taki bir kiliseye yollamış. | Open Subtitles | المؤسسة الوسيطة صدّرت شحنة كبيرة "من التماثيل إلى كنيسة في "لوس أنجليس |
Aydınlanma Yolu Roma'nın içinden geçen ve Aydınlanma Kilisesi'ne giden gizli bir yoldur. | Open Subtitles | طريق الاستنارة... هو أثر خفي عبر روما نفسها يقود إلى كنيسة الاستنارة... |
Los Angeles'taki bir kiliseye yollanmış ama o adresi kontol ettim ve böyle bir kilise yok. | Open Subtitles | "تم إرسالها إلى كنيسة في "لوس أنجليس وتحققتُ من العنوان ولكن ليس هناك كنيسة |
bir kiliseye bağlı mısın? | Open Subtitles | هل أنتِ منتسبة إلى كنيسة ما ؟ |
Başka bir kiliseye mi? | Open Subtitles | إلى كنيسة أخرى. |
Kurbanımızın hesapları, Peder Aaron Low tarafından yönetilen Güney Bronx'daki bir kiliseye pek çok bağış yaptığını gösteriyor. | Open Subtitles | حسابات الضحية الماليّة تظهر أنّه قدّم تبرّعات عدة إلى كنيسة في جنوب "برونكس" يديرها الأب (هارون لو) |
Yeni bir kiliseye gidiyoruz. | Open Subtitles | نحن ذاهبون إلى كنيسة جديدة |
Bu yıl farklı bir kiliseye gideceğim. Rafael'le birlikte. Senin burada ne işin var? | Open Subtitles | سأذهب إلى كنيسة أخرى هذا العام مع (رافاييل)، ما الذي تفعله هنا؟ |