Senden boşanacağım. Şu kafandaki kanama durur durmaz bir avukata gideceğiz. | Open Subtitles | حالما تتوقّف عن النزيف من رأسك، سنذهب إلى محامٍ |
Çünkü Amerikan seçmenlerinin sıçtığımın bir avukata ihtiyaçları olduğuna karar kıldım. | Open Subtitles | لأنني اتخذت قرار يقضي بأن الناخبين الأميركيين بحاجة إلى محامٍ لعين يدافع عنهم. |
bir avukata ihtiyacım vardı ve davamla o ilgilendi. | Open Subtitles | و أحتجتُ إلى محامٍ و تكفّلَت هي بقضيّتي. |
Bugün Uluslararası Af Örgütü'nden Bir avukatla konuştum. | Open Subtitles | تحدثت إلى محامٍ من منظمة العفو الدولية هذه الظهيرة |
Bir şey söylemeden önce Bir avukatla konuşmalısın. | Open Subtitles | تحدث إلى محامٍ قبل أن تُدلي بأي أقوال |
Evet. Edinburgh'ta, yabancı bir avukata gönderilmek üzere, büyük bir zarf. | Open Subtitles | أجل، ظرف كبير موجه إلى محامٍ أجنبي في ادنبرة |
Mahkemede tutuklu şu an. bir avukata ihtiyacı var. | Open Subtitles | وتم إحتجازه في سجن المقاطعة ويحتاج إلى محامٍ |
Bu iyi, iyi bir avukata ihtiyacım var. | Open Subtitles | هذا رائع، فأنا بحاجة إلى محامٍ جيّد. |
İyi bir avukata ihtiyacın var gibi. | Open Subtitles | حسنا، يبدو أنكِ في حاجة إلى محامٍ جيد |
Kötü haberse, bir avukata ihtiyacınız olacak. | Open Subtitles | الخبر السيء هو بأنكِ ستحتاجين إلى محامٍ |
-...kafayı sıyırmış durumda. - İyi bir avukata ihtiyacın var, Toby. | Open Subtitles | (ثورة (الهيومانكس - (سوف تحتاج إلى محامٍ جيد يا (توبي - |
bir avukata ihtiyacım var. | Open Subtitles | أحتاج إلى محامٍ |
Elena kuzeyde daha iyi bir avukata ihtiyacın olacağını söylüyor. | Open Subtitles | (إلينا) تقول أنك ستحتاج إلى محامٍ أكثر براعة بالشمال. |
Görünüşe göre bir avukata ihtiyacınız olacak. | Open Subtitles | يبدو كأنّك ستحتاج إلى محامٍ. |
- bir avukata ihtiyacım var. | Open Subtitles | إنني بحاجة إلى محامٍ |
Başka Bir avukatla görüştük, gerçek Bir avukatla. | Open Subtitles | تحدّثنا، إلى محامٍ آخر، واحدٌ حقيقي |