"إلى منزله" - Traduction Arabe en Turc

    • evine
        
    • Eve
        
    Peki efendim. Ne pahasına olursa olsun evine dönmesine engel olmanı istiyorum. Open Subtitles لكن فى كل الأحوال , أريدك أن تمنعه من العودة إلى منزله
    Bana spor ayakkabı aldı, evine gitmeme ses çıkarmıyor, bir çocuğun ihtiyaçlarını biliyor. Open Subtitles اشترى لي حذاء رياضي ويسمح لي بالذهاب إلى منزله ويعلم ما يحتاجه الأطفال
    Izin verirseniz, Bay Cortland bir an önce evine gitmek istiyor. Open Subtitles المعذرة. يتوق السيد ـ كورتلاند ـ إلى العودة إلى منزله وعائلته
    O gece onu evine bırakmıştım yani lokantadan ayrıldığımı o biliyor. Open Subtitles أوصلته إلى منزله تلك الليلة لذلك هو يعلم أني غادرت المطعم
    Yalnız yaşıyordu, kemoterapiye yalnız gelirdi, tedavisini olup Eve yalnız yürürdü. TED يعيش بمفرده يأتي إلى العلاج الكيماوي بمفرده يتلقى علاجه ويعود إلى منزله وحيداً
    Sonra evine gittin ve bilgisayarından mail yolladın böylece kimse ortadan kayboluşu hakkında seninle ya da kulüple bağlantı kuramayacaktı. Open Subtitles وبعد ذلك ذهبت إلى منزله وأرسلت رسائل إلكترونيّة من حاسوبه، بحيث لا يُمكن لأحدٍ أن يربط إختفاؤه بالنادي أو بك.
    Sonra beni onun evine sürükledi. Ama Gary hala uyuyordu. Open Subtitles لذا قامت بجرّي هذا الصباح إلى منزله ولكنّه كان نائماً
    Sadece iki açık pozisyonumuz var... yani biriniz evine boş elle dönecek. Open Subtitles عندنا وظيفتان شاغرتان فقط، لذا سيعود أحدكم إلى منزله فارغ اليدين.
    O da takıntılı bir hayrandı. Masum başladı sonra evine kadar girmişti. Open Subtitles كان لديه مُعجبة مهووسة به أيضًا، بدأ الامر غير مؤذي، حتى دخلت إلى منزله
    Onu evine kadar takip ettiğini ve ona saldırdığını iddia ediyor. Open Subtitles يدّعي بأنك لاحقته إلى منزله وبدأت تضايقه.
    Rabbim bu arı evine dönerken onu kötülüklerden koru. Open Subtitles يا إلهي، هذا النحل وهو ذاهب إلى منزله قد يحدث أي شيء لها.
    Tanrım, onun evine gittiğimde çok utandım. Open Subtitles رباه، كان الأمر محرجاً عندما ذهبنا إلى منزله
    Yanan evine döner, içeri girerken duman solur. Open Subtitles يتلقى رجل رصاصة في الصدر يسرع عائداً إلى منزله المحترق ويستنشق الدخان بينما يدخل
    Bağış toplama minibüsümüz birazdan evine gidecek. Open Subtitles ستصل شاحنة جمع التبرعات إلى منزله خلال لحظات
    Bak, ona bu kahrolası şeyi yayımlamasını söyle, onun evine taşınıp çamaşırlarını yıkayacağım. Tanrım. Open Subtitles إسمع ، أخبره أن ينشر الرواية اللعينة و ســآتي إلى منزله و أقوم بغسيله
    Bu arada, bu ahmak muhasebeci... artık evine dönüyor. Open Subtitles في هذه الأثناء، سيعود هذا المحاسب الأحمق إلى منزله
    Bu arada, bu ahmak muhasebeci... artık evine dönüyor. Open Subtitles في هذه الأثناء، سيعود هذا المحاسب الأحمق إلى منزله
    - Onun evine gideceğim, sahili kontrol edeceğim. Open Subtitles . سأذهب إلى منزله ، أو أبحث عنه على الأرصفة
    Kısa sürede, kuzeni bir çocuk ıslah evinden Eve döndü. TED بعد وقت قليل، عاد ابن عمها إلى منزله من مركز احتجاز الأحداث.
    Böylece sensörleri Eve götürdü, küçük kardeşine taktı. TED لذلك أخذهما إلى منزله ووضعهما على أخيه الصغير.
    Sonra rahatça can vermesi için bu genç adamı Eve gönderecekken ne olduğunu fark ediyorlar çünkü onu sedyeye aldıklarında solunumu biraz daha rahatlıyor. TED فقط عندما بدأوا يجهّزونه للعودة إلى منزله لأنه قد يموت فهموا ما يحدث؛ إذ أنه بمجرد رفعه على الحمالة أصبح تنفّسه أسهل.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus