Tom bunu bu sabah halletti ve sen Miami'ye gezi için hazırsın. | Open Subtitles | لقد قام بها توم هذا الصباح و أنتي في رحلتك إلى ميامي |
Miami'ye geri dönmesi gerekiyor, ve bunu dediği gibi yap. | Open Subtitles | يريد منك أن تعود إلى ميامي وتفعل ما يأمرك به |
Tedavi amacıyla Miami'ye veya Atlanta'ya gitmiş olabilecek insanlardan Jamaika devletine dolaylı olarak 5 milyon dolar kazandırdık. | TED | بشكل غير مباشر، وفرنا ٥ ملايين دولار علٍى حكومة جاميكا من الأشخاص الذين كانوا سيذهبون إلى ميامي أو أطلنطا للرعاية |
Bizi bir saat içinde Miami'ye götürecek bir uçak bekliyor. | Open Subtitles | هناك طائرة بانتظارنا ستقلنا إلى ميامي بعد ساعة |
Banister'ın bürosu, Dallas'tan New Orleans'a... ve Miami'ye uzanan mühimmat hattının parçasıydı. | Open Subtitles | وكان مكتب بانستر جزءا من خط الإمداد من دالاس خلال نيو أورليانز إلى ميامي |
Hala yarın Miami'ye gitmemiz gerektiğini konusunda ısrarcıyım. | Open Subtitles | لازلت أقول أن علينا أن نتبعها إلى ميامي غداً |
Bunu benim için Miami'ye götürmeni istiyorum. | Open Subtitles | أريدك أن تأخذ هذا وتعود إلى ميامي ، موافق؟ |
Karmaşık bir kaçış planı yaptık Rusya'ya balina gemisiyle Küba'ya mavna, Miami'ye de kanoyla gidecektik. | Open Subtitles | وضعنا سوية خطة متقنة للهروب تتضمن سفينة صيد حيتان إلى روسيا مركب إلى كوبا وزورق قذر صغير إلى ميامي |
Eğer genç olsaydık, çılgınlığımız da üzerimizde olsaydı şimdi biletleri değiştirip Miami'ye giderdik! | Open Subtitles | لو كنا أصغر وأكثر جنوناً سنبادل هذه التذاكر وننطلق " إلى " ميامي |
Altı Latin Amerikan ülkesinin uyuşturucuyla mücadele bakanları zirve toplantısı için Miami'ye vardılar... | Open Subtitles | وزراء مكافحة المخدرات من ستة دول من أمريكا اللاتينية وصلوا إلى ميامي في مؤتمر القمة |
Üç dakika içinde, uçak Miami'ye geri dönmek istedi. | Open Subtitles | وفي الدقائق الثلاث التاليه الطائره إنحرفت وعادت مره أخرى إلى ميامي |
Miami'ye sokacağınız 4 bin kilo sizin. Ne zaman satacağınızı söyleyeceğiz. | Open Subtitles | هل ستنتقلون إلى ميامي مقابل أربعة آلاف دولار ؟ |
Bir tek adam bütün bunları yaptı ve Miami'ye gelip her şeyi açıklamak istedi? | Open Subtitles | رجل فعل كل ذلك، وبعد ذلك يقرر أن يأتي إلى ميامي ويبرر لنفسه عملته |
Miami'ye bir helikopter gönderdim ama şu an kim bilir nerede. | Open Subtitles | أرسلت المروحية إلى ميامي ربما تكون في أي مكان. |
Şu anda Card'a karşı kullanabileceğimiz tek silah bu adam, ama onu Miami'ye canlı götürmeliyiz. | Open Subtitles | في الوقت الحالي هذا الرجل هو السلاح الوحيد ضد كارد لكن علينا أن نعيده إلى ميامي على قيد الحياة |
Bu adam ne çok mil kazanmış böyle. Miami'ye uçuyor. | Open Subtitles | هذا الفتى لديه سفريات متكررة لأميال "إنه ذاهب إلى "ميامي |
Bill ile birkaç günlüğüne şehirden ayrılıp Miami'ye gideceğiz. | Open Subtitles | أممم، سنغادر أنا وبيل المدينة إلى ميامي لبضعة أيام. |
Daha sonra Miami'ye giden bir tekneye bineceksiniz. | Open Subtitles | ومن ثم ستقومون باللحاق بقاربٍ بالعودة إلى ميامي |
New York bu kadar kızışmışken bir trene atlayıp Miami'ye gideyim diyorum. | Open Subtitles | أسمع، مع كل هذه الحرارة في "نويورك أفكر في الذهاب إلى ميامي |
Kevin Clancy 6 yıl önce Miami'ye taşındı. | Open Subtitles | انتقل كيفن كلللانسي إلى ميامي قبل ست سنوات |