Bunu yapınca köpekbalığı yüzer ve siz okyanusun büyüleyici derinliklerini görebilirsiniz. Ve köpekbalığı Kaliforniya’dan Hawaii’ye gittiği gibi yolunu bulur. | TED | وعندما نفعل وتسبح نرى قياس الأعماق العجيب الذي يعلم القرش أنه هناك في مساره عندما يذهب من كاليفورنيا إلى هاواي |
Sörfle ilgili anlayışımız M.S. 1200'de Tahitiyanların bunu Hawaii'ye getirmesiyle başladı. | TED | فهمنا للركمجة يأتي من عام 1200 ميلادية عندما جلبها سكان تاهيتي إلى هاواي. |
Hawaii'ye geri dönüyor ve daha çok sörf tahtası yapmaya başlıyor. | TED | بعد عودته إلى هاواي بدأ الناس بصنع المزيد من الألواح. |
Film bittikten sonra sana bir tekne alırım ve Hawaii'ye yelken açarız. | Open Subtitles | عندما ننتهي من فلمنا سأشتري لك مركبا وسنبحر إلى هاواي |
Büyük annemi Hawaii'ye götürmek için_BAR_muhteşem bir planım var. | Open Subtitles | لدي مشروع كبير باقناع جدتي لتأخذنا جميعا إلى هاواي |
Hawaii'ye tayin olan adam Victoria's Secret kataloğu stoklarken yakalandı. | Open Subtitles | الرجل الذي كان سينتقل إلى هاواي أمسكوا به للاحتفاظ بقوائم فيكتوريا سيكريتس. |
- Hawaii'ye taşınmam konusunda tartıştık ve sanki kemik çorbasıymış gibi bileğimi kaptı. | Open Subtitles | تشاجرنا بخصوص انتقالي إلى هاواي وانقضّ على كاحلي وكأنه قطعة عظام. |
Özür dilerim, karıma ve çocuklarıma, onları Hawaii'ye rüya gibi bir tatile götüreceğime söz verdim. | Open Subtitles | .. آسف .. لقد وعدت زوجتي وابنائي ان آخذهم في عطلة الأحلام إلى هاواي .. |
Öyle biri olduğundan haberi yoktu, ta ki Hawaii'ye yolculuğa çıkana dek. | Open Subtitles | رجل عادي مثلك ومثلي لم يكن يعلم أنه كذلك إلى أن سافر إلى هاواي |
Cuma günü Hawaii'ye gidiyorum. - Ben de oraya gitsem diyordum. | Open Subtitles | لأنه يجعلنى أسافرِ سأذهب إلى هاواي يوم الجمعه |
Birkaç güne kadar dönerim. Ama Hawaii'ye gelirsen... | Open Subtitles | أنا سأعود للمدينة خلال بضعة أيام لكن إذا أتيت إلى هاواي |
3 haftalığına Hawaii'ye. Bir anlaşmayı tamamlıyor. | Open Subtitles | إلى هاواي, لثلاثة أسابيع سينهي صفقة كبيرة |
Hawaii'ye gittiğimiz zamandan bahsediyor olmalı. | Open Subtitles | آه، ربما يتحدث عن المره التي ذهبنا فيها إلى هاواي |
- Aslında söylemeyecektim ama Hawaii'ye bir gezi kazandım. | Open Subtitles | لم أكن أريد أن اقول شئ , و لكنني ربحت رحلة إلى هاواي |
Bana kalırsa en iyisi senin hediyeni onlara vermek. Sonuçta Hawaii'ye tek başına gidecek değilsin nasıl olsa? | Open Subtitles | و أعتقد أنه من الأفضل انك ستعطي ابي و أمي الهدية أقصد , انت لن تذهب إلى هاواي لوحدك ؟ |
Hawaii'ye yanınızda misafir götürme şansınız var mı? | Open Subtitles | هل مسموح لك أن تحضر ضيفاً معك إلى هاواي ؟ |
Bu yüzden Hawaii'ye iade edildi. | Open Subtitles | وهناكَ حيث اعيد القبض عليهِ واعيدَ إلى هاواي |
Benimle Hawaii'ye gelmeni ve yeminimizi tazelemeyi istiyorum. | Open Subtitles | أريدكِ أن تأتي معي إلى هاواي لتجديد عهود الزواج |
Hawai'ye valiler konferansına götürmemiştim... demek şu küçük yastıkları o zaman yapmış? | Open Subtitles | أمّكَ إلى هاواي إلى مؤتمرِ الحُكّامَ وهي بَدأتْ بالجَعْل تلك الوساداتِ الصَغيرةِ؟ |
tam olarak rüya gibi bir Hawaii gezisi değildi. | Open Subtitles | لَيسَ بالضبط a سفرة حلمِ إلى هاواي. |
Hawaii'de biraz "Kumbaya" söyledin ve her şeyin cevabını buldun mu? | Open Subtitles | ذهبتِ في رحلتك هذا إلى "هاواي"، و الآن لديكِ كل الأجوبةِ؟ |