Carol Anne'i bu dünyaya geri getirdiğin zaman... Müritleri huzursuz olur... | Open Subtitles | عندما أستطعت إعادة كارولان إلى هذا العالم ثانية أصبح أتباعه قلقين |
Gök gürültüsü ve Şimşek, ejderhaları bu dünyaya getirmeye mahkumlar. | Open Subtitles | الرعد والبرق قررا بأن يحضرا إخوانهم التنانين إلى هذا العالم |
bu dünyaya, korumalı metal kutumuzun içindeki camların ardından bakıyoruz. | Open Subtitles | ننظر إلى هذا العالم عبر النظارات آمنين داخل صندوقنا المعدني |
Onu bu dünyaya getirenin ben olduğunu çok iyi hatırlıyorum. | Open Subtitles | أنا أتذكر بوضوح بأنني أنا الذي أحضرها إلى هذا العالم |
Öyle veya böyle, bu dünya için hepimiz yeniyiz. | Open Subtitles | "وهو أنه عند نقطةٍ أو أخرى، كنا كلنا مستجدين إلى هذا العالم." |
bu dünyaya bir can getirdiğinde onun sorumluluğunu alman gerekir. | Open Subtitles | لقد جلبتِ حياة إلى هذا العالم إذن عليك تحمل المسؤولية |
Bende kalan temel şey her birimizin bu dünyaya eşsiz bir değerle gelmesi inancıydı. | TED | كان ما بقي معي هو هذا الإعتقاد الراسخ بأن كل واحد فينا يأتي إلى هذا العالم بقيمة فريدة من نوعها. |
Rahmimin bu dünyaya bir mucize getireceğini hayal ederdim. | TED | اعتدتُ أن أحلم في مراقبة رحمي وهو يدفعُ المعجزة إلى هذا العالم. |
bu dünyaya borularla donatılmış egolarla doğuyoruz. | Open Subtitles | نأتي إلى هذا العالم بأنفسنا الضعيفة المجهزة بأصوات الفردية. |
herhangi birine bu dünyaya gelmemiş olmayı dilersin. | Open Subtitles | لأيشخص. سوف تتمنى لو أنك لم تأتى إلى هذا العالم |
Ruhlar âleminden birisi bu dünyaya getirildi. | Open Subtitles | المقيمون من عالم الروح جلب إلى هذا العالم. |
bu dünyaya Champs-Elysees'de dahil oldum. 1959'da. | Open Subtitles | لقد اتيت إلى هذا العالم فى . معسكر الاليزية عام 1959 |
bu dünyaya Champs-Elysees'de dahil oldum. 1959'da. | Open Subtitles | لقد اتيت إلى هذا العالم فى . معسكر الاليزية عام 1959 |
Gerçek şu ki, bu dünyaya yalnız geldik aynı şekilde terk edeceğiz. | Open Subtitles | الحقيقة هى، أنك قد أتيت إلى هذا العالم وحيدا وتغادره من نفس الطريق الضيق |
bu dünyaya geçecek bir yol buldular. Tabi biz de bulduk. | Open Subtitles | ،وقد وجدوا طريقهم إلى هذا العالم وكذلك نحن |
İki iblis, fırtınanın oğulları bu dünyaya giriş yolu arıyor. | Open Subtitles | شيطانان، أبناء العاصفة، يبحثان عن ممر إلى هذا العالم |
bu dünyaya yalnız geleceğiz ve yalnız gideceğiz. | Open Subtitles | وعلى أية حال، جئنا إلى هذا العالم بمفردنا، وسنرحل عنه بمفردنا |
Eğer özelsem, bu dünyaya geliş şeklimden kaynaklanmıyor. | Open Subtitles | إذا كنت مميزا فذلك ليس بسبب الطريقة التي تم إحضاري بها إلى هذا العالم |
O, bu dünyaya birlikte... getirdiğimiz çocuğu korurken ölen bir kadındı. | Open Subtitles | كانت إمرأة ماتت وهي تحمي الطفل الذي أحضرناه معاً إلى هذا العالم |
O bu dünya için senden daha fazla şey yaptı, Oliver. | Open Subtitles | لقد أحسن إلى هذا العالم أكثر مما يمكن أن تفعل أبداً يا (أوليفر). |