Çok yakınımda olan gözünü Yüzüme dikip bakan bir şey. | Open Subtitles | شيئ قريب جداً ينظر إلى وجهي ولكن لا يمكنني رؤيته |
Ellerime bak, Yüzüme, gözlerimin altına. | Open Subtitles | إنظر إلى يداي. إنظر إلى وجهي, تحت عيوني. |
Sabah ayna karşısında tıraş olurken Yüzüme baktığımda ne görüyorum, biliyor musun? | Open Subtitles | عندما أنظر إلى وجهي في المرآة و عندما أحلق في الصباح.. أتعرفين ما الذي أراه؟ |
Bir gün eşimle pazarda yürüyordum ve biri suratıma bir kafes yapıştırdı. | TED | كنت أمشي في محلّ من المحلات مع زوجتي في يوم ما عندما قام أحدهم بتوجيه قفص إلى وجهي |
Adamın biri kapıyı açıp suratıma bir .357'lik doğrulttu. | Open Subtitles | فقام أحد المسلحين بفتح الباب و ووجه مسدساً من عيار 357 إلى وجهي |
-Hayır, efendim. Ama suratıma bir .357'lik doğrultulmuştu, emin değilim. | Open Subtitles | لا يا سيدي و لكن بوجود ذلك المسدس المصوب إلى وجهي |
Yüzüme doğrultulan ilk silah sizinki değil, Bay Skinner. | Open Subtitles | الذي لك, هو ليس المسدس الوحيد الذي وُجِّه إلى وجهي, سيد سكينر. |
Sence ben kaçık mıyım? Yüzüme bak. | Open Subtitles | ـ إنك تفكرين أني غريب الأطوار ـ أنظر إلى وجهي |
Herif Yüzüme bakar bakmaz... | Open Subtitles | يجب أن ينظر هؤلاء الأشخاص إلى وجهي ويشعروا أني.. |
Sadece Yüzüme bakarak yalan söylediğimi anlayabilir miydiniz? | Open Subtitles | هل أمكنك أن تعرف بمجرد النظر إلى وجهي أنني كنت أكذب ؟ |
Yüzüme bakarak sorsana, kaltak? | Open Subtitles | أي نوع من التكيلا ؟ لماذا لم تنظر إلى وجهي اللعين |
Oğluma çektirdiğin acı ve utancı düşündükçe hâlâ Yüzüme bakabilmene şaşırıyorum. | Open Subtitles | عندما أفكّر في الألم، والأسى الذان سبّبتهما لولدي العزيز، أتعجب من أنك تستطيعين حتى النظر إلى وجهي |
Yüzüme bak. Gerçekten vazgeçtiğimi görebiliyor musun? | Open Subtitles | انظري إلى وجهي هل تظنيين حقا أنني سأتراجع؟ |
Silahını Yüzüme doğrultuyorsun dostum. Sana nasıl güvenebilirim? | Open Subtitles | إنّك تصوّب مسدّساً إلى وجهي يا رجل، كيف يفترض بي أن أثق بك؟ |
Gerçeği söylemek için Tanrı'ya yemin ederken, Yüzüme bakın. | Open Subtitles | عندما تقسم بالرب أن تقول الحقيقة، تنظر إلى وجهي |
O şeyi suratıma tutmaya devam et. | Open Subtitles | أجـعل هـذا الشيء مـوجه إلى وجهي ّ أنـا لن أبــارح مــكاني |
Hangisi gizlice hayatta ya da uçabilir ya da direkt suratıma uçup beni sokabilir bilmiyorum. | Open Subtitles | أنا لا أعرف من منها حية في الخفاء ومن يُمكنها الطيران, وماذا لو طارت إلى وجهي ولسعتني؟ |
Oğlum sanki mal böyle tam suratıma bakıyormuş gibi. | Open Subtitles | -يا صاح الأمر كــ ربما تلك المخدرات تنظر إلى وجهي الآن |
Böyle suratıma doğrultulmuş... çok silahlar gördüm, ama size bakınca kendimi evimde gibi hissediyorum. | Open Subtitles | لقد رأيت كثير من الأسلحة تصوب إلى وجهي |
Birden içeri daldı ve silahını suratıma doğrulttu. | Open Subtitles | دفعنيو دخل, و صوب مسدس إلى وجهي |