Taktik subay, botları yollayın. | Open Subtitles | إلى وحدة المُراقبة في المقصورة الشروع بعملية إطلاق قارب الحراسّة. |
Taktik subay, Cankurtaran yola çıktı. | Open Subtitles | إلى وحدة المُراقبة، قارب النجاة مُستمر بالسير. |
Kayıt tamamlandıktan sonra Devon'daki Channings Wood Hapishanesi Storybook Dads üretim birimine gönderilir. | TED | وبمجرد الانتهاء من التسجيل، يُرسل إلى وحدة إنتاج قصص الآباء في سجن شانينج وود في ديفون. |
Bir hücum birimine ihtiyacımız var. Onların üstesinden gelecek birileri. | Open Subtitles | نحتاج إلى وحدة هجوم أحد يضربهم بقوة عندما يحين الوقت المناسب |
Nasıl yoğun bakım ünitesine girip kendine hemşire süsü verdi ki? | Open Subtitles | لابد أنه ذهب إلى وحدة العناية و سلم نفسه للمرضه ؟ |
İdam mahkumları Ellis Ünitesi'nde. Ama yıl sonuna kadar Terrell Ünitesi'ne geçirilecekler. | Open Subtitles | أحكام الإعدام في وحدة إليس لكنّهم يحرّكونه إلى وحدة تيريل في نهايه السنه |
Bu yüzden onları elemental inceleme bölümüne gönderdim. | Open Subtitles | لذا كان عندي يرسلون على العيّنة إلى وحدة التحليل العنصرية. |
Hükümetin kendisiyle ilgili ne söylediğini görmek istedi, bu sebeple de yeniden HYB'ye gönderildi. | TED | أراد أن يعرف ماذا كانت الحكومة تردد بشأنه، ولذلك تمت إعادته إلى وحدة إدارة الاتصالات. |
Operasyon, taktik subay, botu görmeliyim. Botu görmeliyim. | Open Subtitles | إلى وحدة الخدمة الإستراتيجة، معك مركز المُراقبة أريدك أن تُراقق القارب العسكري جيداً. |
Tüm birimlere. Taktik subay. Kaydedin. 15. koltuk. | Open Subtitles | إلى وحدة المُراقبة تسجيل ما يلي :"أنا على معقد 15 في قارب النجاة" |
Kim ateş etti? Taktik subay, kim ateş etti? | Open Subtitles | إلى وحدة المراقبة, مَن أطلق نار؟ |
ASTAC, taktik subay, Halyburton helikopterinin durumunu bildirin. | Open Subtitles | إلى وحدة مُكافحة الغواصات، معكم وحدة المُراقبة بحاجة معرفة موقفكم في سفينة "هالي بارتون". |
Bütün ekipler, kutuyu kapsama birimine getiriyoruz. | Open Subtitles | إلى كل الفرق، سنقوم بنقل العبوة إلى وحدة الاحتواء |
Suç birimine daha iyi bir gelecek için transfer olduğunu söyledin. | Open Subtitles | أنت قلت... نُقلت من مكتب المخدّرات، إلى وحدة الجريمة. لمستقبل أفضل. |
- Zamanımız yok. Siber Suçlar birimine geliyorsunuz. | Open Subtitles | لقد نفذ الوقت ستأتيان إلى وحدة الجرائم الإلكترونية |
Üzgünüm, evlat. Onu yoğun bakıma götürelim. | Open Subtitles | آسف يا بني، للنقله إلى وحدة العناية القصوى |
Soğuk algınlığı yüzünden beni yoğun bakıma mı aldın? | Open Subtitles | جلبتني إلى وحدة العناية الفائقة لأجل زكام؟ |
yoğun Bakım Ünitesi, mavi ekip. | Open Subtitles | الفريق الأزرق يتجه إلى وحدة العنايه المركزيه. |
Pamela Pilcher, Klinik Araştırma Ünitesi'ne lütfen. | Open Subtitles | (باميلا بيلتشر) إلى وحدة التأهيل الشامل. (باميلا بيلتشر) ... إلى وحدة التأهيل الشامل. |
Bugün Michael bölümüne transfer ediliyorum. | Open Subtitles | فقط الأمر بأنه سأنقل إلى وحدة جديدة اليوم |
Ty'ı iki hafta önce Metro bölümüne yan aktarma olarak gönderdim. | Open Subtitles | لقد نقلت تاي إلى وحدة الميترو كنقل جانبي قبل عدة أسابيع لماذا؟ |
1960'lı yıllarda, Marion HYB'e ev sahibi olmadan evvel, kötü nam salmış Kontrol Birimi'nin eviydi. | TED | في عام 1960، وقبل أن يتم إيداع ماريون إلى وحدة إدارة الاتصالات، كان موجودا في وحدة تحكم مشهورة بسوء سمعتها. |
Bir diğer mahkum olan, hayvan hakları aktivisti Andy Stepanian da HYB 'ye gönderildi. Çünkü hükümet karşıtı ve anti-kurumsal bakış açısı vardı. | TED | وعندما تم إرسال سجين آخر، الناشط في مجال حقوق الحيوان أندي ستيبانيان إلى وحدة إدارة الاتصالات فقد كان السبب لكونه معاديا للحكومة وأرائه ضد للشركات. |