Hayır, bazı geceler geç saate kadar çalışabilirim demiştim, her gece değil ya. | Open Subtitles | لا، لقد قلتُ أنني سوف أعمل إلى وقت متأخر أحيانا. ليس كل ليلة. |
Gece geç saate kadar çalıştık ve uyanmak çok zor oldu. | Open Subtitles | لقد عملنا إلى وقت متأخر مساء أمس ، واستيقظنا بصعوبة |
Bizim evde yapabiliriz. Bizimkiler geç saate kadar çalışıyor. | Open Subtitles | .يمكننا أن نفعل ذلك في بيتي .والداي يعملان إلى وقت متأخر من الليل |
Bizim için daha fazla kazanabilsin diye burayı erkenden açar, geç saatlere kadar kalırdı. | Open Subtitles | كان زوجي يفتح المغسلة مبكراً.. ويجلس فيها إلى وقت متأخر.. فقط ليجمع لنا مالاً أكثر.. |
Görünüşe göre, bu gece geç saatlere kadar çalışacağız. | Open Subtitles | أوه، يبدو أنه سيكون علينا العمل إلى وقت متأخر الليلة. |
Bu akşam geç saatlere kadar çalışacakmış. | Open Subtitles | "ولديه ساعات مكتبيّة إلى وقت متأخر الليلة" |
geç saate kadar açığız ve mesaideyim | Open Subtitles | سنفتح إلى وقت متأخر وقد وافقت على البقاء هنا |
Eğer geç saate kadar kalırsan, barmenden seni arabana kadar götürmesini isteyebilirsin. | Open Subtitles | دعي النادل يوصلك إلى سيارتك إن بقيتِ إلى وقت متأخر |
geç saatlere kadar çalıştığını bilmiyordum. | Open Subtitles | لم أكن أعلم أنك عملت إلى وقت متأخر |
Birileriyle sarhoş olana kadar içecek ve tanımadığımız insanlarla dans edeceğiz ve gece geç saatlere kadar da orada kalacağız. | Open Subtitles | و... وسنحتسيبعض التاكيلا... وسنرقص مع رجال لا نعرفهم وسنبق بالخارج إلى وقت متأخر للغاية |
"Dokuz küçük kızılderili geç saatlere kadar ayaktaydı | Open Subtitles | تسعة هنود صغار # # مكثوا إلى وقت متأخر |
Marshall ve jeff biraz geç saatlere kadar restaurantta kaldılar. | Open Subtitles | مكث (مارشال) و (جيف) إلى وقت متأخر في المطعم |