"إليك لا" - Traduction Arabe en Turc

• sana
• Seninle

sana yalvarıyorum, lütfen bunu yapma. Bunu ben yapmıyorum, biz yapıyoruz.
ـ أتوسل إليك لا تفعل هذا ـ أنا لا أفعل هذا

sana bakarak başına neler geldiğini kimse söylemez.
بالنظر إليك لا أحد يمكنه معرفة ما مررتِ به

Biliyorum ki günahım çok büyük fakat yaptığım yanlış şeyden dolayı onun acı çekmemesi için sana yalvarırım.
أنا أعلم بأن ذنبي كان عظيماً جداً لكنني أتوسل إليك لا تدعيها تُعاني بسبب عملي الخاطيء

sana baktığımda, kendine güveni olan zeki biri görmüyorum.
أنا أنظر إليك. لا أرى أى ذكاء أيها الرجل الواثق

Anladım, biraz müsaade et. Seninle konuşayım. Sakın aptalca birşey yapma.
هذا واضح , و لكن دعنى أتدخل لثانية دعنى أتحدث إليك , لا تفعل أى شيء أحمق

sana yalvarıyorum, lütfen bunu yapma. Bunu ben yapmıyorum.
ـ أتوسل إليك لا تفعل هذا ـ أنا لا أفعل هذا

Senden nefret ettiğimde, sana bakıyorum ve nefretim geçiyor.
عندها أكرهك، لكن عندما أنظر إليك لا أستطيع.

Seninle yeni bir cinsiyet adlandırılmalı. sana bakmak yetmiyor.
إنك ملكة فى جنس النساء ،النظر إليك لا يكفى

sana bakıyorum. Başka biriyle görüşüp görüşmediğini bilmiyorum.
أنا أنظر إليك لا أعرف إن كان يعرف أحد أخر

Hastanenin sana ihtiyacı var! Benim sana ihtiyacım var. Bunun bir anlamı yok mu?
المستشفى بحاجة إليك، أنا بحاجة إليك لا معنى لذلك بالنسبة لك؟

sana ihtiyacı olan Bir koca ve kızın olduğunu söyleyebilirim.
أستطيع القول بأنه لديك زوج وابنه يحتاجون إليك لا شيء من هذا له أي معنى أليس كذلك ؟

sana bakınca görebildiğim tek şey babamı öldüren adam.
باستثناء أنني كل مرة أنظر فيها إليك لا أرى شئ

Suratımın artık senin kıçına yapışık olmamasına rağmen ne zaman sana baksam kıç deliği görüyorum.
حتى ووجهي ليس ملصقاً بمؤخرتك بعد الأن عندما أنظر إليك لا أزال أرى حقيراً

İnsanlar sana bakınca, ne giydiğini görmüyorlar ateşi ölçülen bir kedi görüyorlar ve sonra da çığlıklarını duyuyorlar.
عندما ينظر الناس إليك لا يرون ما تلبسين يرون قطة مثارٌ غضبها ومن ثم يسمعون صراخها

Anlayışlı olamam, çünkü sana baktığımda.., ...travma yaşamış bir kız görmüyorum.
ولكنك لست كذلك, لأنني عندما أنظر إليك لا أرى فتاة تعرضت للصدمة

Bu nedenle sana geldim zaten. Bunu yapamam.
لِهذا أَتيت للتحدث إليك لا يمكنني القيام بذلك

Bu nakillerden sana ulaşamayacaklarını söylemiştin.
لا يمكن تعقبها إليك لا يمكنهم لابد أن هناك من لاحقكي

Çocuğa bir hizmetçi mi bakacak? -Evet. Abi, sana yalvarıyorum, çocuğu böyle bir kadının ellerine bırakma...
أخى الأكبر ، أتوسل إليك ... لا تسلم صغيرنا لمثل هذه المرأة

Seninle konuşmalıyım. Bunu yaptığıma inanamıyorum.
يجب أن أتحدث إليك لا أصدق أنني أفعل هذا ، هذا غباء

Rose, Seninle konuşmak isterdim. Seni evde bulamıyorum.
روز, أنا أحب أن أتحدث إليك لا يبدو أننى أجدك بالبيت

Seninle konuşmalıyım. Yıl dönümü hediyelerini kabul edemem.
إسمع , أريد أن أتحدث إليك لا أستطيع قبول الهدايا الشهريه منك