"إمتداد" - Traduction Arabe en Turc

    • uzantısı
        
    • uzantınız
        
    • uzantısıdır
        
    Bu nedenle eş ve çocukların valinin birer uzantısı olduğunu unutmamalıyız. Open Subtitles هذا ما يجعلنا نحتاج أن تذكر أن الزوجة والأطفال إمتداد للحاكم
    Soruyorum size, kaçan bütün kölelerin aynı kaderin soylu bir uzantısı değil midir? Open Subtitles أنا أسألكم، هل حالة كل عبدِ هارب هي إمتداد نبيل لنفس المصير الواضح؟
    O benim ruhumun bir uzantısı, keşke onun gibi başka bir şey olsa. Open Subtitles إنها إمتداد لروحي إذا كان هناك شيئ من هذا القبيل
    Tabancayı hissedin, onu okşayın... ta ki o yaşayan, nefes alan, titreşen... bir uzantınız haline gelinceye dek. Open Subtitles حسْ المسدس ُداعبُ المسدس . إلى أنْ يَعِيشُ، يتنفّس، يتَذَبذُب... ليصبح إمتداد نفسك.
    Karadelik kavramı, yerçekimi yasalarının doğal bir uzantısıdır. Open Subtitles نظرية الثقب الأسود هي إمتداد طبيعي لقوانين الجاذبية
    Cyprus-Rhodes'a geldiğim zaman, düşündüm ki ailemin bir uzantısı değil, kendim olabilirim. Open Subtitles عندما أتيتُ إلى الجامعة، إعتقدتُ بأنّه يُمكنُني أَن أكُونَ رجلَ مستقل وليس مجرد إمتداد من عائلتِي.
    Bilmiyorum. Fakat gördüğüm kadarıyla, Bence o gerçeğin uzantısı yada bir yansımasıydı. Open Subtitles لا أدري، لكن حسب كلّ ما رأيته أعتقد أنّه إمتداد أو إسقاط روحي من نوع ما.
    - Tamam. - Yumruğunun uzantısı gibidir. Open Subtitles ـ حسنا ـ وهذا إمتداد للدرس الأول
    Penisinin arabasının uzantısı olduğuna inanan biri. Open Subtitles ملاحظة جيدة من شخص أعتقد أن السيارة إمتداد لقضيبه...
    Toprak bükmeyi sadece bir dövüş sanatı olarak değil aynı zamanda duyularımın bir uzantısı olacak şekilde öğrenebildim. Open Subtitles ليس فقط كفن حربي و لكنه إمتداد لحواسي
    makinelere insan performansının uzantısı olarak bakılmalıdır üstelik bugün ki bir çok mesleğin kaynak bazlı ekonomide var olmasının anlamı yoktur. Open Subtitles فانظر للآلات على أنها إمتداد للأداء البشري. علاوة على ذلك، العديد مِنْ الوظائفِ اليوم سَيكونُ ببساطة لا معنى لوجودها في الاقتصاد القائم على الموارد,
    Yeni Dünyanın eskisinin uzantısı değil, gerçekten yepyeni olması için. Open Subtitles لجعل "العالم الجديد" شيئاً أكثر من إمتداد للعالم القديم
    bunun çok mantıksal bir uzantısı. Open Subtitles انها إمتداد منطقي جدا لذلك.
    Adamın uzantısı iyigece ve ay gibiydi. Open Subtitles إمتداد الرجل مثل ليلتي الجيده
    Bu Hidralar boş zırhlar olabilir fakat onlar Kafatası'nın kozmik birer uzantısı. Open Subtitles "هؤلاء (الهايدرا) قد يكونون دروعا فارغة ،" "لكنهم إمتداد كوني لـ (سكال) بنفسه."
    Tabancayı hissedin, onu okşayın ta ki o yaşayan, nefes alan, titreşen bir uzantınız haline gelinceye dek. Open Subtitles حسْ المسدس ُداعبُ المسدس . إلى أنْ يَعِيشُ، يتنفّس، يتَذَبذُب... ليصبح إمتداد نفسك.
    Öğretilen her hareket, katil balinanın doğal davranışlarının bir uzantısıdır. Open Subtitles وكُل شئ تم تدريبُهُم عليه هو إمتداد.. لسلوك الحوت القاتل الطبيعي.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus