"إمرأتين" - Traduction Arabe en Turc

• kadını
• kadının
• kadınla
• İki kadın
• bir değil iki

Fakat hala bu iki kadını bu konuda nasıl ikna edeceğimi bilmiyorum.
لا أعلم فحسب كيف أن أقنع إمرأتين بالقيام به

Daha önce tacizin yer değiştirdiğini gördüm ama bir erkeğin aynı anda iki kadını taciz etmesiyle karşılaşmamıştım.
لكن لم يسبق لي أن واجهتُ رجلاً يطارد إمرأتين في وقت واحد. ربما يكون ذِهان مزدوج؟

Bak, kendini iki tane çok iyi kadının arasına koydun ve kolay bir çıkış yolu arıyorsun.
أسمع , لقد وضعت نفسك بين إمرأتين رائعتين جداً وأنت تبحث عن أسهل الطرق للتخلص من ذلك

Bu, aynı yaraya sahip iki kadının cazibesi.
مازال يتواجد إنجذاب بين إمرأتين في نفس العمر

Bana aşık olduğunu iddia ettiğin zamanlarda iki farklı kadınla evlendin.
أنت تُزوّجتَ إلى إمرأتين أخريتينِ بينما إدّعيتَ بأنه يَكُونَ عاشق لي.

İki kadınla beraber sevişmek en büyük fantazimdi.
دائما ما كنت أفكر في الاحلام هو أن أمارس الحب مع إمرأتين في نفس الوقت

İki erkek iki kadın Latin için ...ambulans gerek, ...çoklu kurşun yarası.
أحتاج إسعاف لرجلين و إمرأتين لاتينين يعانون من جروح بسبب أسلحه ناريه

Aslında, bu pediatristin delillerine dayanılarak suçlanan ve sonradan beraat ederek salınan iki kadın daha var.
في الحقيقة، هناك إمرأتين أخريات تم إدانتهن على أساس الدليل من ذلك الطبيب , اللتان أفرج عنهما لاحقاً في الإستئناف.

Erken boşalıyorum. Niye iki kadını bıraktım acaba?
أبلغ النشوة بسرعة ، ما الداعي لتخييب أمل إمرأتين ؟

Bu fotoğrafı laboratuvardaki şeref köşesine astık altına da "Mühendis, iki kadını aynı anda mutlu ediyor." yazdık. Gerçekten de çok ama çok mutluyduk.
ولقد وضعنا هذه الصورة في مختبرنا في مكان شرف مع تعليق : "مهندس يرضي إمرأتين في نفس الوقت." وكنا سعداء جدا جدا.

Buz pateni yapan iki kadını anlatan kitabın nerede?
حيث ذلك الكتابِ الذي أنت تَقْرأُ مَع إمرأتين الذي تزحلق على الجليدَ...

İki kadını arıyorum. Anne ve kızı.
أبحث عن إمرأتين أم وأبنتها

Bu arkadaşa, görülme olayını iki kadının söylediği söylenmiş.
هذا الصديق قال أنه قد تم إخباره بأن هذا الظهور كان نقلاً عن إمرأتين

İki kadının hayatına son vermek ve diğer ikisini alıkoymaktan.
مثل إنهاء حياة إمرأتين وإختطاف أُخرتين

Şey, Aşk ve Yaşam'ı daha yeni izledim, ve sanırım, tekrar annemle birlikte yaşamaya başladığıma göre, şu iki kadının birlikte yaşayıp, iyi ilişkiler içinde olmaları ama aslında zıt karakterler olmaları fikrine sıcak bakıyorum.
حسناً, انا إطلعت لتو على (الإحساس و الحساسية) وأعتقد أني منذ أن عدت للعيش مع أمي أنا حقاً توصلت الى إمرأتين

İki kadınla bir evde yaşamak nedir bilirsin.
أتعلم ما هو شعورك عندما تعيش بين إمرأتين

İkisiyle birden çıkarsın. Aynı anda iki kadınla çıkamam ben.
لا يمكنني أن أوعد إمرأتين بوقت واحد

Lex iki farklı kadınla birlikteydi.
كان ليكس مع إمرأتين مختلفتين

Bu onun iki kadın tarafından büyütülmesiyle ilgili değil değil mi?
أليس لهذا علاقة بحقيقة أنه تربي مع إمرأتين ؟

Film, savaş döneminde İngiltere'nin... kırsal kesimindeki iki kadın arasında oluşan arkadaşlığı anlatıyor.
حسنا, إنه عن تطور الصداقة بين إمرأتين في الريف الإنجليزي

Bir yıl arayla iki kadın öldürülüyor. Birisi donduruluyor.
جريمة قتل إمرأتين خلال عام واحد وأحداهن تم تجميدها

Yanan arabanın etrafındaki 75 km'lik alanı taradım ve tanıma uyan bir değil iki kişi buldum.
حسناً بحثت بنطاق 50 ميل من موقع حرق سيارة السامري الخير وجدت إمرأتين تطابقان المعايير