Ve o İngiltere kralıydı ve bu o tarihte İngiltere'nin tüm varlığıydı. | TED | بينما كان ملكاً لإنجلترا، وكان ذلك كل ثروة إنجلترا في ذلك الوقت. |
Annem İngiltere'de doğdu ve Nijerya'da yetişti, şu anda Gana'da yaşıyor. | TED | والدتي ولدت في إنجلترا وتربت في نيجيريا، حاليا تعيش في غانا. |
Eğer içlerinde İngiltere adına çalışmış biri varsa, hemen buraya gelirler. | Open Subtitles | إنهم رجال بحق إذا كان البعض قد حمل راية خدمة إنجلترا |
Yüzyıllar süren çatışmaya yol açarak ülkenin dini kurumlarını kökünden yok etti ve İngiliz Kilisesini Roma'dan ayırdı. | TED | قام باجتثاث أصول الدين من الدولة وكسر الصلة بين كنيسة إنجلترا بعيداً عن كنيسة روما، مما أدى إلى قرون من الفتنة. |
İngiltere kralı ve elçileri, kanala İngiliz kanalı demek için yaptıkları aşırı küstah çabalarından dolayı kendilerini o kanalda boğabilirler. | Open Subtitles | يمكن لملك إنجلترا وسفيريه أن يغرقوا أنفسهم، بما يطلقون عليه بكل وقاحة، قناتهم الإنجليزية |
Sonra teyzesi gelip, yazı geçirmek için New England'a götürdü onu. | Open Subtitles | ثم جاءت خالتها و أخذتها إلى إنجلترا الجديدة لقضاء الصيف |
Kurul inceliyor. Bazıları İngiltereye geri gönderilecek | Open Subtitles | المحكمة تقوم بمراجعتها , البعض سوف يتم شحن وإعادته إلى إنجلترا |
Çarın, İngiltere Merkez Bankası'nda bulunan... 10 milyon pound değerindeki mirasından bahsediyorum! | Open Subtitles | ميراث يقدر بـ 10 ملايين جنيه استرليني تركها القيصر في بنك إنجلترا |
İngiltere ve Anakara arasındaki bir su şeridi Müttefiklerle aramızda. | Open Subtitles | هذا البحر بين إنجلترا و اوروبا بيننا و بين الحلفاء |
Gençken İngiltere nehirleri üzerinde yolculuk yapmak gerçekten harika bir deneyimdi. | Open Subtitles | عندما كنت غلاما فقد كانت الرحلات لأنهار إنجلترا تجربه مرحه فعلا |
Evetterday'in filosu, İngiltere'deki sis yüzünden üç saat geç kaldı. | Open Subtitles | و طائرات الأمس تأجلت ثلاث ساعات بسبب الضباب في إنجلترا |
Düzen ve geleneğin hala hakim olduğu İngiltere'de olduklarını anlasınlar diye. | Open Subtitles | لكي يعرفوا أنهم في إنجلترا حيث مازالت التقاليد و النظام سائدين |
İngiltere'de tek bir saldırıya bile karşı koyacak paramız yok. | Open Subtitles | لا يوجد قلعة في إنجلترا يمكن أن تقاوم طلقة واحدة |
Evet, adı Woodson İngiltere'den itibarını kaybetmiş olarak ayrılmış bir adam! | Open Subtitles | انه ودسون ودسون هو الإسم غادرَ إنجلترا تحت سحابة من العار |
İngiltere'den gelen İngiliz gizli ajanı. | Open Subtitles | ذلك العميل السريِ الإنجليزيِ مِنْ إنجلترا. |
Onlar İngiltereden. İngiliz askeri. Beyaz ırklılar. | Open Subtitles | إنهم جنود بريطانيون من إنجلترا رجال بيض , لا تخافوا |
- İngiliz Yayın Kanalı. - İngiliz. | Open Subtitles | ـ شركة الإذاعة البريطانية ـ أوه، إنجلترا |
Önce İngiltere'de, şimdi de New England'da. | Open Subtitles | أولاً فى إنجلترا والآن فى إنجلترا الجديدة |
Eger,Amerikanlar beni geri yollamak istiyorlarsa ingiltereye yollasinlar | Open Subtitles | إذا كان يود الأمريكان إعادتي إلى إنجلترا |
İngilterenin güney doğusunda izinsiz uçuş yaptı. | Open Subtitles | هو الرادار, فقاد طائرته غير المصرح لها للطيران في جنوب شرق إنجلترا |
Belki İngilizler söylemez burada kimsede beyefendilik yok. | Open Subtitles | حسنا .. ربما فى إنجلترا لا يفعلون ولكن هنا لا يكفون عن التحدث بخصوص هذا |
Bay shelby ilk AC kasalı cobrasını ingilterede yaptı. | Open Subtitles | "هيكل أول سيارة "كوبرا" بناها السيد "شيلبي صنع في إنجلترا |
Onlara İngiltereden kart gönder çünkü seni oradan dinleyecekler | Open Subtitles | أرسلْ لهم بطاقات بريديةَ مِنْ إنجلترا لأنهم سوف يسمعونك هناك |
Aslen İngilizim, Bayan Stewart. | Open Subtitles | . (في الحقيقة أنا من (إنجلترا) آنسة (ستيوارت - |