Kendi görgü ve elbiseleriyle daha iyi bir izlenim bırakmazlar mı? | Open Subtitles | ... ألا تعتقد بأن ذلك سيعطينهن إنطباع أفضل في إسلوبهن وملابسهن؟ |
Bu konularda çok bilgiliyim ve müthiş bir izlenim bırakacağım. | Open Subtitles | أنا رائع جداً في مثل هذه المواضيع وستعطي إنطباع عظيم في نفوسهم |
Sizde iyi bir izlenim bırakmak istiyor, bu yüzden biraz heyecanlı. | Open Subtitles | لكنه يريد أن يعطي إنطباع جيد عنه وهذا ما يجعله متوترًا بعض الشيء |
Tüm dünya Khrushchev'in kaybettiği izlenimi altındaydı çünkü güçlü bir başkandan gelen baskı karşısında pes etmişti. | Open Subtitles | كان لدى العالم بأسره إنطباع بأن خروشوف قد خسر لأنه رضخ لضغوط رئيس قوي |
Çok fazla vahşilik. Bir etki alıyormuyum bilmiyorum. | Open Subtitles | الكثير من الوحشية، لا أظنني أكوّن أي إنطباع |
İyi bir izlenim yaratmak istiyorsunuz, değil mi? | Open Subtitles | أنت تحاول عمل إنطباع جيد هذا هو،اليس كذلك؟ |
Şimdi, uçağı bir saat sonra inecek. İyi bir izlenim bırakmamız gerek, Carter. | Open Subtitles | طائرته ستصل خلال ساعه نريد إعطاءه إنطباع جيد |
Uçağı bir saate kadar varıyor. İyi bir izlenim bırakmalıyız, Carter. | Open Subtitles | طائرته ستصل خلال ساعه نريد إعطاءه إنطباع جيد |
Bu yüzden eğer bana iyi bir izlenim bırakmam için bir şans daha verirseniz... | Open Subtitles | لأنني آمل في الحصول على عمل دائم هنا لذا هلا منحتموني فرصة أخرى لترك إنطباع جيد ؟ |
İyi bir izlenim bırakalım. Ziyaretçilere yalan söylemek veya yakınmak yok. | Open Subtitles | لنعطي إنطباع طيب لا أكاذيب ولاشكاوي للزوار |
Hep güzel bir ilk izlenim bırakmadığımın farkındayım. | Open Subtitles | أعلم أننى دائما لا أترك أفضل إنطباع فى الاول |
Morea'daki uçuşumuz bize sadece bir ilk izlenim verdi. | Open Subtitles | طيراننا على ماريا فقط أعطانا إنطباع أولي |
Son günlerde aklım başka yerdeydi ama asla burada olmak istemediğim izlenimi uyandırmak istemedim. | Open Subtitles | .. اعرف بأنني كنت منشغلاً مؤخرا ً .. لاكن هذا لايعني بأنني اريد اعطائكم إنطباع |
Oğlumun kız evini ilk ziyareti bu en iyi izlenimi vermeni isterim. | Open Subtitles | إنها اول زياره لـ إبني لـ منزل زوجته أريدك أن تبقي افضل إنطباع لهم |
Eğer bir etki bırakmak istiyorsan, ya da ceset, iki daha iyidir. | Open Subtitles | إذا كنتى تريدين أن تتركى إنطباع أو جثة, فإثنين أفضل |
Böyle bir yere gelmek üzerinizde iyi bir etki bırakır. | Open Subtitles | والنظر إلى المساحات العريضة تلك سيعطيكم إنطباع قوي. |
- New York'lu olarak burada kanunun laubali biçimde uygulandığı izlenimine sahip olabilirsiniz. | Open Subtitles | يكون عندك إنطباع أن القانون يطبق هنا بشكل غير رسمي |
Direnişimizin tabanının geniş olduğu izlenimini yaratmak istedik. | Open Subtitles | أردنا إعطاء إنطباع بأن مقاومتنا بها العديد من الأعضاء |
Hey, Bob taklidini iyi yapıyorsun ama kız yarın seni görünce hey, " Sen Bob değilsin. " diyebilir. | Open Subtitles | لقد أعطيتها إنطباع جيد عن بوب لكن عندما تراك هي غدا سوف تدرك حينها أنك لست بوب |
Ed müthiş bir orangutan taklidi yapıyor. | Open Subtitles | إد يَعمَلُ الدور الأكثر دَهشَةً إنطباع القردِ. |
Annesinin hiçbir şeyi sallamadığı gibi bir izlenime kapılabilir. | Open Subtitles | ربما يكون لديها إنطباع خاطىء أن أمها تمارس الجنس |
Hizmetçim de benim çok kötü taklidimi yapıyor. | Open Subtitles | . وخادمتي ينبع منها فعلاً إنطباع غير مريح تجاهي |
Barnett'in, işlediği suçlardan, sadistik bir zevk aldığı, ...sizin izlenimiz miydi Ajan Mulder ? | Open Subtitles | هل كان لديك إنطباع عميل " مولدر " أن جون بارنيت " لديه سرور مرضى بجرائمه ؟ |
Ve bu sizi ilgilendirmez ama ben Tanrı'ya inanıyorum ve huzuruna çıktığımda iyi bir izlenimim olsun isterim. | Open Subtitles | و هذا ليس من شأنك لكنِّي مؤمن بالربّ ... و أودُّأنّأترك إنطباع جيد حينما أقف أمامه |
Şirket için bir yüzkarasıydı, etrafta dolanıp duruyordu. | Open Subtitles | هو جعل إنطباع فظيع للشّركة جعلتة قطعة حلوى كما هو عمل |
Mahkemenin bilgileri sakladığı etkisini bırakmak istemiyorum. | Open Subtitles | ولا أريد أن يكون هنالك أيّ إنطباع بشأن أن المحكمة أخفت جزءً من المعلومات. |