Düştüğümüzde neden kurtarmaya çalışmadın? | Open Subtitles | ،عندما سقطنا من التلسكوب لماذا لم تحاول إنقاذنا ؟ |
O kişilerin bizi kurtarmak için oraya gelmediklerini nereden biliyoruz? | Open Subtitles | كيف نعلم إذا كانوا هنالك من أجل إنقاذنا منه؟ |
Film ile birlikte gelmiş! Kurtulduk! | Open Subtitles | ذلك المعتوه هنا مع الفيلم لقد تم إنقاذنا |
Bizi kurtarabilecek bir tek kişi vardı. | Open Subtitles | لم يكن هناك سوى رجل واحد بإمكانه إنقاذنا |
Bizi ancak o kurtarabilir evladım. | Open Subtitles | إذا كان هنالك من يستطيع إنقاذنا, فهو ذلك الشخص |
Geride kalan oluğunda arama ve kurtarma ekiplerimizin .hayatlarını tehlikeye atıyoruz. | Open Subtitles | بالوقوف إلى الخلف يعرض حياة أول المستجيبين إلى الخطر فرق إنقاذنا |
Bizi sadece sen kurtarabilirsin. | Open Subtitles | أنت الوحيد الذي يستطيع إنقاذنا |
Ve biz pilcin hayatını kurtarmaya gidiyoruz, ve piliçte bizi buradan kurtaracak. | Open Subtitles | لذا فسننقذ حياتها و ستساعد هي على إنقاذنا |
Bu duruma düşmemizin tek nedeni beni kurtarmaya çalışmış olmanız. | Open Subtitles | نعم حسناً السبب الوحيد أننا حتى فى هذا الوضع بسبب أنك كنت تحاول إنقاذنا |
- Bizi kurtarmaya çalışırken ölür gideriz demiştin. | Open Subtitles | ظننتك قلت أنه سيتعرض للقتل محاولاً إنقاذنا. |
Bizi kurtarmak için feda edilen her bir insanı anmak için. | Open Subtitles | لنتذكر كل حياة بشرية تم التضحية بها من أجل إنقاذنا |
Seni kurtarmak istiyorum Bizi kurtarmak istiyorum bunu daha sonra yapacaktım, ama... | Open Subtitles | .أنا أحاول إنقاذك .أحاول إنقاذنا ... حسنا، انظري، لم أكن لأفعل هذا حتى وقت لاحق، لكن |
Bay ve bayan Leitner. Kurtulduk. Haydi. | Open Subtitles | السيد والسيدة ليتنير لقد تم إنقاذنا هيا بنا |
Kurtulduk zaten. Beni buraya arkandaki o denizaltı getirmişti. | Open Subtitles | قد تمّ إنقاذنا بالفعل، أحضرتني تلك الغوّاصة التي خلفك إلى هنا |
Bu dünyada bizi kurtarabilecek tek kişi var. | Open Subtitles | هناك شخص واحد في هذا العالم يمكنه إنقاذنا |
Bizi kurtarabilecek adamı öldürdüğümü düşünerek altı yıl geçirdim. | Open Subtitles | لقد قضيت 6 سنوات ألوم نفسي بأنني قتلت الرجل الذي يمكنه إنقاذنا |
Sanırım artık bizi yalnız kafana göre çalışman kurtarabilir. | Open Subtitles | أعتقد أن البطاقة الجامحة هي الأمر الذي بإمكانه إنقاذنا الأن. |
Eğer bu bölmenin alanı bizi korursa, kurtarma gelene kadar uzun süre hayatta kalabiliriz. | Open Subtitles | إذا كانت غرف التجمد ستحمينا ربما سنحيا مدة كافية يمكن بعدها إنقاذنا |
Bizi kurtarabilirsin. Duvarları hemen yıkabilirsin. | Open Subtitles | يمكنكِ إنقاذنا يمكنكِ هدم الجدران |
- Bu tarz formalitelerde diretirseniz bizi hiçbir şey kurtaramaz. | Open Subtitles | إذا تمسكتي بمثل هذه الشكليات لا شيء يمكنه إنقاذنا. ماذا؟ |
- Bizi kurtardığın için sağ ol. - Kurtarmasam canavarlara yemek olacaktınız, bu da evimi berbat edecekti. | Open Subtitles | شكراً لِك على إنقاذنا - لو لم أفعل لكان ذلك وقت الغداء للوحش - |
Hepimizi kurtarabilirim. | Open Subtitles | يمكنني إنقاذنا جميعاً. |
Yaşam sinyali dedektörleri bu hasarlı bölgelerde çalışmadığı sürece kurtarılana kadar dayanabiliriz. | Open Subtitles | ما دامت وسائل رصد إشارات الحياة لا تعمل في هذه المناطق المتضررة فسنكون قادرين على الصمود حتى إنقاذنا |
Her gün bir kahkaha doktoru uzak tutar. Kurtarıldık. | Open Subtitles | ضحكة في اليوم تغنيك عن الطبيب لقد تم إنقاذنا |
Beni kurtardığınız için teşekkür etmek istiyorum, bizi kurtardığınız için. | Open Subtitles | أريد أن أشكرك على إنقاذي, إنقاذنا جميعاً |
Ryuzaki ve diğerleri beni burada görüyor olmalılar. kurtulabiliriz. | Open Subtitles | فهمت ، ريوزاكي يستطيع أن يرانا وسيحاول إنقاذنا |
Bize yardım edebilirdin. Bizi kurtarabilirdin. | Open Subtitles | كان بإمكان مساعدتنا كان بإمكانك إنقاذنا |