11 Eylül'de hayat kurtarmaya çalışan çaresiz işçilerden gelen telaşlı mesajlar. | Open Subtitles | رسائل نصيّة من عُمّال يائسيين، يحاولون إنقاذ الحيوات فى 11/9. |
hayat kurtarmaya çalışıyorum burada. | Open Subtitles | أحاول إنقاذ الحيوات هنا |
Hâlâ hayat kurtarmaya çalışıyoruz. | Open Subtitles | ما زلنا نحاول إنقاذ الحيوات |
Bir subay olarak görevim bundan böyle ülkemi değil, insanların hayatlarını kurtarmak olacaktır. | Open Subtitles | واجبي كضابط لم يعد إنقاذ بلادي بعد الآن بل إنقاذ الحيوات البشرية |
Bir subay olarak görevim, artık ülkemi kurtarmak değil ama insanların hayatlarını kurtarmak. | Open Subtitles | واجبي كضابط لم يعد إنقاذ بلادي بعد الآن بل إنقاذ الحيوات البشرية |
hayat kurtarmak için yapmak istemediğin seçimler yapmak zorundasın aksi taktirde burada olmazdım. | Open Subtitles | إنقاذ الحيوات يتطلب منكِ أن تصنعي قرارات صعبة، وإلا لما كنتُ لأتواجد هنا |
- hayat kurtarmaya çalışıyordu. | Open Subtitles | حاولوا إنقاذ الحيوات |
Ama asla bir Modern-Holmes olarak tasarlanmadı, genel olarak hayat kurtarmak ile ilgilenmeyen bir doktor... | Open Subtitles | لكن لم يقصد له ان يكون شارلوك هولمز معاصر طبيب ليس مهتما بشكل أساسي في إنقاذ الحيوات |
Bazen bir hayat kurtarmak için birkaç yumurtayı kırman gerekir. | Open Subtitles | أحيانًا يكون المرء مُحتاجًا إلى التضحية من أجل أن إنقاذ الحيوات. |
hayat kurtarmak. | Open Subtitles | إنقاذ الحيوات |