Bu cocuktan nefret ediyorsun ve galiba nedenini biliyorum. | Open Subtitles | إنك تكره ذاك الشاب و اعتقد باني اعرف السبب |
Bu çocuktan nefret ediyorsun, ve galiba nedenini biliyorum. | Open Subtitles | إنك تكره ذاك الشاب و اعتقد باني اعرف السبب |
Hayır, sadece müzikten nefret ediyorsun. | Open Subtitles | كلا, بل إنك تكره الموسيقى فحسب |
Benim görüntümden nefret ettiğini çok açıkça belli ediyorsun. | Open Subtitles | أنت تجعل الأمر واضحاً للغاية إنك تكره النظر إلى |
O dallamalar için kulüpte çalışmaktan nefret ettiğini biliyorum, baba. | Open Subtitles | أعلم إنك تكره العمل لدى هؤلئك الأوغاد في النادٍ يا أبي. |
- Tanrı' dan nefret ediyorsun, Merrin. | Open Subtitles | ـ كاذب "ـ إنك تكره إلهك , يا "ميرين |
Bak. Hayatından nefret ediyorsun. | Open Subtitles | انظر، إنك تكره حياتك. |
Herkesten nefret ediyorsun, Ludvik. | Open Subtitles | (إنك تكره الجميع (لودفيك |
Kendi ülkenden nefret ediyorsun. | Open Subtitles | إنك تكره وطنك |
Flint'ten nefret ediyorsun. | Open Subtitles | إنك تكره (فلينت ) |
- Buradan nefret ettiğini sanıyordum. | Open Subtitles | كنت أعتقد إنك تكره المكان. أنا أيضاً إعتقدت هذا. |
Çünkü bana işinden nefret ettiğini söylediğinde... bana gerçek gibi gelmişti, bir İK'cı olarak yani. | Open Subtitles | إذ يبدو لي أنك حين قلت إنك تكره عملك كان هذا حقيقيا، من وجهة نظر موظف موارد بشرية |
Atlardan nefret ettiğini sanıyordum. | Open Subtitles | أعتقد إنك تكره الخيول. |
İşinden nefret ettiğini mi söyledin? | Open Subtitles | هل قلت له إنك تكره عملك؟ |