Bilin diye söylüyorum, silah tamamen onun fikriydi, Ben sadece... | Open Subtitles | فقط لتكونوا على اطلاع، المسدس هي فكرته إنني فقط.. تعلمون |
Hayır, Ben sadece bu manav alışverişi ile gerçekten çok meşguldum. | Open Subtitles | لم أفعل هذا؟ إنني فقط كنت مشغولة بالتسوق |
Oh hayır, Ben sadece alış veriş yapıyorum da, bir bilet mi alsam diye düşünüyordum. | Open Subtitles | لا، إنني فقط في سوق البقالة أتساءل إن كان يجب أن أشتري تذكرة |
Hey adamım,Ben sadece... yeniyim biliyor musun? | Open Subtitles | يا رجل إنني فقط إنني جديد و أبحث عن بعض الرفاق |
Ben... sadece... bazı şeyler yaşıyorum ve düşünmek istiyorum. | Open Subtitles | .. إنني فقط أمرّ ببعض الأمور، وأريد أن أفكّر |
Biliyorum, biliyorum. Ben sadece, bu tanımadığınla randevu olayına alışık değilim. | Open Subtitles | أعلم، أعلم، إنني فقط لست معتادة على أمور المواعدة المفاجئة |
Ben sadece, ana yaşama içgüdüsü bir milyarderle evlenmek olan zengin avcısı bir kadınım. | Open Subtitles | . إنني فقط زوجة مصلحة والتي غريزتها في الحياة . هي أنني أتزوج مليارديراً |
Ben sadece çok heyecanlanmıştım o da çok tatlı, destekleyici ve tutkuluydu. | Open Subtitles | إنني فقط, تحمست جدا وهو لطيف جدا وداعم ومتحمس |
Ben sadece köstebeği bulabilmemiz için bize biraz zaman kazandırıyorum. | Open Subtitles | إنني فقط أكسب لنا القليل من الوقت حتى نضرب بعنف هذا المسخ |
Ben Ben sadece söyleyebiliriz sanırım Bir zombi Whisperer tür. | Open Subtitles | أعتقد أنك يمكن أن أقول إنني فقط نوع من الوسواس غيبوبة. |
Ben sadece sana olanları söyledim. | Open Subtitles | إنني فقط أحاول أن أوضح ما يجري حولك. |
Ben sadece birisinin buraya gelmesine alışık değilim. | Open Subtitles | إنني فقط... لم أعتد على إدخال أي شخص هنا... |
Patronuna karşı bir şey değil. Minnettarım. Ben sadece... | Open Subtitles | لم أقصد معاداة رئيسك أنا شاكرة، إنني فقط... |
Patronuna karşı bir şey değil. Minnettarım. Ben sadece... | Open Subtitles | لم أقصد معاداة رئيسك أنا شاكرة، إنني فقط... |
Ben sadece havai fişekleri seyretmeyi seviyorum. | Open Subtitles | إنني فقط أحب رؤية الألعاب الناريه |
Ben sadece .. Ben sadece seninle evlenmek için sabırsızlanıyorum. | Open Subtitles | إنني فقط لا أطيق صبراً للزواج بكِ |
Ben sadece... doğru olanı bulduğumu düşünmedim. | Open Subtitles | إنني فقط لم أشعر بأن هذا هو الصواب |
Ben sadece o heriften daha iyi bir sevgili olabileceğine dikkat çekiyorum. | Open Subtitles | إنني فقط أحاول أن أقول من أنك افضل منه |
Ben sadece Javed'e senin yaptığın soy ağacımızı gösteriyordum. | Open Subtitles | إنني فقط أعرض شجرة العائلة التي صنعتها لجافيد . . |
- Ben sadece işimi yapıyorum. - Biliyorum. | Open Subtitles | ـ مهلاً، إنني فقط أقوم بواجبيّ ـ أعلم |