Bu er ya da geç mutlaka olacaktı. Bu bir işaret. | Open Subtitles | كان مقدراً أن يحدث عاجلاً أم آجلاً إنها إشارة |
İnan bana Bu bir işaret. | Open Subtitles | ربما أحبت الاسم الأخير أكثر ثق بي إنها إشارة |
Bu bir işaret. Doğru yolda olduğumu gösteriyor. | Open Subtitles | إنها إشارة أننا على الطريق الصحيح |
O geceyle ilgili hafızasını kaybettiğinde bunun Tanrı'nın merhametinin bir işareti olduğunu düşündüm. | Open Subtitles | إعتقدت عندما فقدت ذاكرتها تلك الليلة... إنها إشارة مغفرة من الله |
Evet, bu geleceğimizin bir işareti. | Open Subtitles | إنها إشارة على إيماني بالمستقبل |
Bu tekrar toplanma sinyali değil. Ayrılma ve uzaklaşma sinyali. | Open Subtitles | إنّها ليست إشارة إعادة التجّمع إنها إشارة التفرّق والإنتشار |
- Hazırlanın! Bu bir işaret! | Open Subtitles | استعدوا ، إنها إشارة |
Bu bir işaret. Onları ayırıyor. | Open Subtitles | إنها إشارة ، إنه يُميزهم |
Bu bir işaret dostum. | Open Subtitles | إنها إشارة ياصاح |
- Hazırlanın! Bu bir işaret! | Open Subtitles | استعدوا ، إنها إشارة |
- Hayır, Bu bir işaret. | Open Subtitles | -كلا، إنها إشارة |
Bu bir işaret. | Open Subtitles | .إنها إشارة |
Bu bir işaret. | Open Subtitles | إنها إشارة |
Bu bir işaret olmalı. | Open Subtitles | إنها إشارة. |
Bu bir işaret. | Open Subtitles | إنها إشارة. |
Bay Pitts? Bu bir işaret. | Open Subtitles | (السيد (بيتس إنها إشارة |
Bu bir işaret. | Open Subtitles | إنها إشارة |
Şeytana tapınmanın bir işareti. | Open Subtitles | إنها إشارة عبادة الشيطان. |
Uçak kaçırılma durumu olduğunu ve suçluların uçağı silah olarak... kullanmayı planladıklarını gösteren bir acil durum sinyali. | Open Subtitles | إنها إشارة طواريء توحي بوجود عملية اختطاف وأن الخاطفين ينوون استعمال الطائرة كسلاح |