- Ben bunu temizliyorum. - Çalışmaya başlaması yedi dakika alıyor. | Open Subtitles | ـ أنا أنظّفها ـ إنها تأخذ سبع دقائق في الطحن |
- Ben bunu temizliyorum. - Çalışmaya başlaması yedi dakika alıyor. | Open Subtitles | ـ أنا أنظفها ـ إنها تأخذ سبع دقائق فى الطحن |
Çalışmaya başlaması yedi dakika alıyor. | Open Subtitles | ـ أنا أنظفها ـ إنها تأخذ سبع دقائق فى الطحن |
Evet, söylemeliyim ki, şu öğrenci başkanlığını çok fazla ciddiye aldı. | Open Subtitles | أجل, يجدر بي أن أقول إنها تأخذ أمر منصب رئيسة الطالبات بجديّة أكثر من اللازم. |
Yüzü bayağı vakit aldı. | Open Subtitles | إنها تأخذ وقتا طويلا على وجهها |
Şişlikten dolayı steroid alıyor. Bu yüzden ateşi yok. | Open Subtitles | إنها تأخذ الستيرويد لأجل التورم و بالتالي لا حمى |
Bir film için 20 milyon dolar alıyor. | Open Subtitles | إنها تأخذ 20 مليون دولار فى الفيلم الواحد |
Evet, biliyor. Yetişkin bir kız o. Önlemler alıyor. | Open Subtitles | نعم، انها تعرف ، أنها فتاة كبيرة إنها تأخذ إجراءات وقائية |
Şanslı bir gecemdeyim. Bu o, Colin. Harita odasından bir şeyler alıyor. | Open Subtitles | -إنها هي يا "كولين"، إنها تأخذ شيئاً من .. |
Aktarıma alışmak biraz zaman alıyor. | Open Subtitles | إنها تأخذ ثانية فقط حتى يتم النقل |
İşini çok ciddiye alıyor. | Open Subtitles | إنها تأخذ وظيفتها على محمل الجد. |
- Evet, bayağı vakit alıyor ama. Affedersiniz, geciktim. | Open Subtitles | نعم، حسنا، إنها تأخذ كامل وقتها للنجاح. |
Keman dersi alıyor. | Open Subtitles | كنت أُقِل ابنتي، إنها تأخذ دروس كمان |
Her şeyi ciddiye alıyor. | Open Subtitles | إنها تأخذ كل شيء جديا |
Biliyor musun, biraz zaman alıyor ama Robert bile bana açılmaya başladı. | Open Subtitles | أتعلم ماذا؟ إنها تأخذ وقتأ حتى (روبرت) بدأ يتفتح على |
Numaralarını alıyor. Onları tanıyor. | Open Subtitles | إنها تأخذ أرقامهن، وتعرفها |
Benim gibi insanlardan aldı. | Open Subtitles | إنها تأخذ هذه الأشياء من أشخاص مثلي |
Bunları yapabilmem yılları mı aldı. | Open Subtitles | إنها تأخذ سنوات لتعلم هذه الحركات |
Benim Beach Kulübümü benden aldı. | Open Subtitles | إنها تأخذ نادي الشاطئ بعيدا عني |
Biliyorum. Bütün hafta izin aldı. | Open Subtitles | أعلم، إنها تأخذ أسبوعاً كاملاً عطلة |
Kalçası için ağrı kesici aldı. | Open Subtitles | إنها تأخذ مسكن للألام لفخذها |