Bir şeyin başka bir şeye eşit olduğunu söylüyor ve bu iki farklı bakış açısı. | TED | إنها تقول أن شيئًا مساوٍ لشيء آخر، وهذا يمثل منظورين مختلفين. |
Hayaletler hakkında yazılanların saçmalık olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | إنها تقول أن كل هذه الأمور حول الأشباح ماهي إلا خرافة وبعد ذلك تتوقعنا |
İyi şansın hep yanında olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | ليس تماماً إنها تقول أن الحظ الجيد كان معك دائماً |
Evet, kızının kayıp olmadığını söylüyor ama onu birkaç gündür görmemiş. | Open Subtitles | نعم ، إنها تقول أن إبنتها ليست مفقودة على الرغم من أنها لم ترها منذ عدة أيام |
Babaların o işi yapacak şeyleri olmadığını söylüyor. | Open Subtitles | إنها تقول أن الآباء ليسوا مهيئين لهذه الوظيفة |
Düğünlerin, erkeklerle tanışmak için harika bir yer olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | إنها تقول أن الزواجات أماك رائعة لمقابلة الرجال |
100 yaşında olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | مائة جدتي , إنها تقول أن عمرها مائة عام |
- Evde garip bir aura olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | إنها تقول أن أشياء غريبة تحدث في المنزل |
Bay Jang, isminin Lucy olduğunu söylüyor. Tek söylediği bu. | Open Subtitles | {\pos(190,230)} (إنها تقول أن اسمها (لوسي |
Annesinin polis olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | إنها تقول أن أمها شرطية |
Bir şansımız olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | إنها تقول أن هناك أمل |
Serena'nın bu konuda yapayalnız olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | إنها تقول أن (سيرينا) في هذا لوحدها |
Simrin isminin Hindistan'da pek yaygın olmadığını söylüyor. | Open Subtitles | ...إنها تقول أن (سيمرين) ليسَ إسماً هندياً شائعاً |