Yılda 5.000 ödemek, onun için bir onur meselesi vesaire, vesaire. | Open Subtitles | إنها مسألة شرف له لإعادة 5000 سنة و هكذا و هكذا |
Yılda 5,000 ödemek, onun için bir onur meselesi... vesaire, vesaire. | Open Subtitles | إنها مسألة شرف له لإعادة 5000 سنة و هكذا و هكذا |
Özür dilerim, beyefendi, bunun bir ölüm kalım meselesi olduğunu söylediler. | Open Subtitles | آسفه يا سيدى ، لقد قالوا إنها مسألة حياه أو موت |
Yoksulluktan gelen biri olarak, bu benim için kişisel bir mesele. | TED | وكشخص عانى من الفقر، إنها مسألة شخصية بالنسبة إلي. |
Bu bir mantık sorusu, dolayısıyla sen işini yaparken sessiz olacağım. | Open Subtitles | إنها مسألة منطق ، لذا سأسكت الآن بينما تفسر لي الأمر |
- Adam kaçırma federal bir suçtur. Bu FBI meselesi. | Open Subtitles | الخطف هو جريمة فيدرالية إنها مسألة تخص الأف بي أي. |
İkinci hatta biri var ve bunun ölüm kalım meselesi olduğunu söylüyor. | Open Subtitles | هنالك رجل ينتظر على الخط الثاني ويقول إنها مسألة حياة أو موت |
Sana ölüm kalım meselesi diyorum! Beni kurtarabilir! | Open Subtitles | إنها مسألة حياة أو موت المعطف سوف ينقذني |
Sabırlı olmanı istiyorum. Sadece bir zaman meselesi. | Open Subtitles | إننى أطلب منك أن تكون صبوراً إنها مسألة وقت فقط |
Kadın duruma boyun eğmiş. Dini inanç meselesi. | Open Subtitles | إنها مستسلمة إلى حداً ما لهذا الأمر إنها مسألة المعتقدات الدينية |
Bunun benim bakmam gereken bir olay olduğunu biliyor. Bu sadece an meselesi. | Open Subtitles | يعرف أنه عليّ تولي هذا النوع من القضايا,إنها مسألة وقت |
Bu bir ölüm kalım meselesi. Yana kay, ahbap. | Open Subtitles | إنها مسألة حياه أو موت لذا إفسح مكانا يا رفيقى |
Bir adamın en büyük hayalinin en büyük mutluluk hayalinin yıkılması bir an meselesi midir? | Open Subtitles | .. إنها مسألة وقت .. قبل أن يفتح الرجل عينيه .. و يتخلى عن |
Uğraşacağız merak etme. Zafere ulaşmamız an meselesi | Open Subtitles | إنها مسألة وقت ليس إلا حتى أحصل على نصر كلي |
"Seks yapabiliriz" demeleri an meselesi. | Open Subtitles | إنها مسألة وقت حتى يدركان أنهما يستطيعان ممارسة الجنس. |
Dans zor değildir Sadece koordinasyon meselesi. | Open Subtitles | ليس هناك حيل في الرقص , إنها مسألة إحداثيات |
Bu hassas ve ciddi bir mesele beni çok üzüyor. | Open Subtitles | إنها مسألة خطيرة وحساسة ضايقتني نوعاً ما |
Bir çek yazın, baba. Bu çok önemli, kişisel bir mesele. | Open Subtitles | فقط أكتب شيك ، أبي إنها مسألة شخصية مهمة جدا |
Fazla uzun sürmez. Kişisel bir mesele. | Open Subtitles | إن هذا لن يأخذ مدة طويلة إنها مسألة شخصية |
Bu bir anlaşma sorunu. | Open Subtitles | إنها مسألة إتفاقية إتفاقية علي أن تصبح خادمة ؟ |
Aynı şey değil, tamamen estetik sorunu. | Open Subtitles | ، لا , ليس نفس الشىء . إنها مسألة جمالية |
Teknik bir konu, küçük ince telleri bir şekilde vücuduna... | Open Subtitles | إنها مسألة تقنية نغرز بها تلك السلوك اللطيفة |