Bir uygulama yapan bir ekip var, üyeleri bir araya getirip, işte bu eğilimler beni etkiler, bu eğilimler başka bir takım üyesini etkiler diye topluyorlar ve bunları paylaşıp, sonra da bir stratejiyi düzeltme ve bir sonraki hamleyi önceden belirlemede bir karara varıyorlar. | TED | هناك فريق قيادي الذي يقوم بعادة حيث إنهم يجمعون كل عضو ويقومون بالتصنيف، هنا الاتجاهات التي تؤثر في، وهنا الاتجاهات التي تؤثر في عضو آخر من الفريق، ثم يتقاسمون هذا، ومن ثم يتخذون القرارات، لكي يضعوا الاستراتيجية في المسار الصحيح أو أن يتوقعوا مبادرة جديدة. |
Martin'in karısı için para topluyorlar. | Open Subtitles | إنهم يجمعون تبرع لأجل زوجة مارتن |
Yirmi yıldır çeyreklik topluyorlar. | Open Subtitles | إنهم يجمعون النقود لمدة عشرين عامًا |
Kurbanın beyin kökündeki hücrelerden beslenerek bilgi toplarlar. | Open Subtitles | إنهم يجمعون المعلومات بالتغذي على الخلايا الدماغية للضحايا |
Her yerden çiçek özü toplarlar. | Open Subtitles | إنهم يجمعون حبوب اللقاح منها. |
Kek günü. Para topluyorlar. | Open Subtitles | معرض المعجنات ، إنهم يجمعون نقوداً |
Tüm Kategori 1'leri topluyorlar. | Open Subtitles | إنهم يجمعون الفئة الأولى |
Sivilleri topluyorlar. | Open Subtitles | إنهم يجمعون المدنيين |
Şu güçlere sahip insanları topluyorlar. | Open Subtitles | إنهم يجمعون ذوي القوى. |
Hey Clive bak, Pam'i hapisten çıkarmak için para topluyorlar. | Open Subtitles | انظر (كلايف)، إنهم يجمعون المال لإخراج (بام) من السجن |
Prady'nin adaylığı için imza topluyorlar. | Open Subtitles | إنهم يجمعون التوقيعات لترشح( برادي) |