Veba için bir ilaç üzerinde çalışıyorlar. Bendeki bilgiye ihtiyaçları var. | Open Subtitles | إنهم يعملون علي إيجاد علاج للطاعون إنهم يحتاجون للمعلومات التي لدي |
Daha iyi bir yaşamım olması için günde 16 saat çalışıyorlar. | Open Subtitles | إنهم يعملون 16 ساعة يومياً حتي أستطيع الحصول على حياة جيدة |
Küçük bir grup var. Bilinen seks suçluları ile çalışıyorlar. | Open Subtitles | هنالك مجموعةٌ صغيرة، إنهم يعملون على معالجة ذوي الجرائم الجنسية |
Grup olarak hareket ediyorlar. Bu da demek oluyor ki grup olarak düşünüyorlar. | Open Subtitles | إنهم يعملون في مجموعات، ما يعني تفكيرهم كمجموعة |
Onlar farklı bir uydudan çalışır. | Open Subtitles | إنهم يعملون على قمر صناعي منفصل علينا أن نتمكن من |
Son zamanlarda olan bazı şeyler galiba İslam ulusu demeyi bırakacağım. | Open Subtitles | سأتوقف عن القول بأنها بسبب منظمة أمة الإسلام إنهم يعملون وحدهم |
Birlikte çalışıyorlar, aynı grupta iki kez bulunmuyorlar, ileride ne olacağını bilmiyorlar. | TED | إنهم يعملون مع بعضهم البعض ولا يعملون في نفس الفريق مرتين، لا يعلمون ما قد يحدث بعد ذلك. |
İşbirlikçi tasarımın yaratıcı problem çözme tekniklerini kullanarak, istedikleri sonuçları elde etmek için planlı çalışıyorlar. | TED | إنهم يعملون عكس النتائج التي يريدونها، باستخدام أساليب حل المشاكل الإبداعية من التصميم التعاوني. |
Kere ve ekibi gibi yenilikçi yapı çözümleri ve süreçleri geliştirmek için toplumlarla çalışıyorlar. | TED | إنهم يعملون مع المجتمعات المحلية لتطوير حلول بناء وعمليات مبتكرة، ككيري وفريقه لديهم. |
Çok çalışıyorlar ve birşeye inanmaya ihtiyaç duyuyorlar güzel birşeye. | Open Subtitles | إنهم يعملون بكد و يحتاجون إلى الإيمان فى شئ ما شئ جميل |
Üstünde çalışıyorlar. Acele etmelerini söyledim. | Open Subtitles | إنهم يعملون عليها لقد قلت لهم أن يستعجلوا |
Çok çalışıyorlar ancak bırakıp, eğlenmesini de biliyorlar. | Open Subtitles | إنهم يعملون بجد .. ويعرفون متى يتوقفون لإمتاع أنفسهم |
Dava etmeye çalıştığımız insanlar için çalışıyorlar. | Open Subtitles | إنهم يعملون لصالح الناس الذين سوف نقاضيهم |
Bağışlar üzerinde çalışıyorlar. Bizim için bir sürü destek topluyorlar. | Open Subtitles | إنهم يعملون على الحفل الخيري سيدعمون قضيتنا كثيراً |
Üç kuruş için 14 saat çalışıyorlar. | Open Subtitles | إنهم يعملون 14 ساعة يوميّاً من أجل مبلغٍ زهيد. |
- Onlar senin için çalışıyorlar. Ne söylesinler? | Open Subtitles | إنهم يعملون عندك , ماذا سيقولون غير ذلك ؟ |
Concha Ramirez adlı Kübalı bir göçmene çalışıyorlar. (émigré: ülkesinde güçlü bir aristokrat ya da kişi olan birisinin diğer bir ülkeye göçtüğünde verilen sıfat.) | Open Subtitles | إنهم يعملون لدى لاجئة كوبية تدعى كونشا ريميز |
Sürekli birlikte hareket ediyorlar. | Open Subtitles | إنهم يعملون سوياً باستمرار |
Karanlıklar içinden, yavaş yavaş hareket ediyorlar. | Open Subtitles | . إنهم يعملون ببطئ في الضلال |
Birlikte çalışır, seyahat eder, uyurlar. | Open Subtitles | إنهم يعملون و يسافرون و ينامون معا |
Onlar çalışır durumda. | Open Subtitles | حسناً إنهم يعملون |
Son zamanlarda olan bazı şeyler galiba Nation of Islam demeyi bırakacağım. | Open Subtitles | سأتوقف عن القول بأنها بسبب منظمة أمة الإسلام إنهم يعملون وحدهم |