"إنه الشيء الوحيد الذي" - Traduction Arabe en Turc

    • tek şey bu
        
    • tek şey o
        
    • tek şey neredeyse
        
    Beni rahat bırak tamam mı? Artık kendimi iyi hissetmemi sağlayan tek şey bu. Al bakalım Frank, hazır. Open Subtitles إنه الشيء الوحيد الذي يجعلني أشعر بالإرتياح
    Biliyorum. Bu iğrenç yiyebildiğim tek şey bu. Open Subtitles أعلم, إنه الشيء الوحيد الذي يمكنني أكله في هذا المكان القذر.
    Bu yedek parçalarla yapılabilecek tek şey bu. Open Subtitles إنه الشيء الوحيد الذي يمكن أن يؤثر بكل قطع الغيار هذه
    Beni iyi hissettiren tek şey o. İşte, Frank. Hepsi hazır. Open Subtitles إنه الشيء الوحيد الذي يجعلني أشعر بالإرتياح
    İncil dışında hakkında konuşabildiği tek şey o. Open Subtitles إنه الشيء الوحيد الذي يتحدث عنه باستثاء كتابه المقدس
    Beyin dağıtmaktan daha çok sevdiği tek şey neredeyse. Open Subtitles إنه الشيء الوحيد الذي تعشقه بخلاف محق الأدمغة.
    Düzgün yapman gereken tek şey bu. Open Subtitles إنه الشيء الوحيد الذي عليك أن تفعله بشكل صحيح
    Her yıl kendim için yaptığım tek şey bu ve gidiyorum. Open Subtitles إنه الشيء الوحيد الذي أعمله لنفسي طوال السنة وأنا ذاهبة لا محالة
    Birkaç aydır beni hayatta tutan tek şey bu. Open Subtitles إنه الشيء الوحيد الذي كان يبقيني على قيد الحياة طيلة الأشهر القليلة الماضية
    Beni hayatta tutan tek şey bu. Open Subtitles إنه الشيء الوحيد الذي يبقيني على قيد الحياة
    Bana normal gelen tek şey bu şu an. Open Subtitles إنه الشيء الوحيد الذي يجعلني اشعر وكأني طبيعيه الآن
    Tabii, babanın yaptığı tek şey bu. Open Subtitles نعم، إنه الشيء الوحيد الذي يجيد والدك فعله
    Hem de Kupa'yla. Sana yardımı olacak tek şey bu. Open Subtitles مع الكأس إنه الشيء الوحيد الذي يمكن أن يساعدك
    Oturup, hakkında bir şeyler düşünebildiğim tek şey bu. Open Subtitles إنه الشيء الوحيد الذي استطعت التفكير فيه
    Hepsi soy ile birlikte geliyor. Ona karşı işe yarayacak tek şey bu. Open Subtitles ردعها بأسره يعود للنسل، إنه الشيء الوحيد الذي أجدى ضدها.
    Almam gereken tek şey bu. Open Subtitles إنه الشيء الوحيد الذي عليّ احتسائه.
    Yaşadığım tek şey bu. Open Subtitles إنه الشيء الوحيد الذي أعيش من أجله
    Aklımı başımda tutan tek şey o zaten. Open Subtitles إنه الشيء الوحيد الذي يجعلني عاقلاً هنا.
    Dikkatli ol. Beni hayatta tutan tek şey o. Open Subtitles إنه الشيء الوحيد الذي يمنع الجميع من قتلي
    Beni hayatta tutan tek şey o. Open Subtitles إنه الشيء الوحيد الذي يبقيني على قيد الحياة
    Beyin dağıtmaktan daha çok sevdiği tek şey neredeyse. Open Subtitles إنه الشيء الوحيد الذي تعشقه بخلاف محق الأدمغة.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus