Konu bu değil. Konu hakettiğimiz şeyi almak. Bize verdikleri şey de bu. | Open Subtitles | الأمر ليس هكذا، إنه بشأن الحصول علي ما نستحقه، وهذا ما سيعطونهُ لنا. |
Konu aile. | Open Subtitles | إنه ليس حتى بشيء بسيط بالنسبة للمال , إنه بشأن العائلة |
Mesele bu üstünlüğü ne zaman ve ne şekilde konuşturacağınızla ilgilidir. | Open Subtitles | إنه بشأن معرفة الطريقة و الوقت المناسب لاستخدامها |
Mesele diğer insanlar hâlâ yataklarında uyuyanlar. | Open Subtitles | إنه بشأن الأشخاص الآخرين الآن مجتمعٌ كامل مازال نائماً هنا |
Bu yetenekle alakalı tamam mı? Sadece yetenekle. | Open Subtitles | إنه بشأن الموهبة , كما تعلمان مجرّد موهبة واضحة |
Hayır, Konu benimle ilgili değil. Hayır, Konu senin çektiğin acıyla alakalı. | Open Subtitles | لا، الأمرليسبشأنّي، كلاّ ، إنه بشأن الأم الذي تشعر بهِ الآن. |
Önemli olan nerede başladığı değil, Önemli olan nereye gittiği. | Open Subtitles | إنه ليس بشأن أين بدأت الأمور إنه بشأن أين ستتجه |
Bu beni ortadan kaldırmakla ilgiliydi ve işe de yaramadı. | Open Subtitles | ، إنه بشأن القضاء علي . ولكن الأمر لم ينجح |
Hayır, Konu zırhlı bir araç kaldırıp... | Open Subtitles | لا، إنه بشأن سرقة سيارة مصفّحة |
Konu benim kötü notumla alakalı... B-Artı olan. | Open Subtitles | .. إنه بشأن درجتي الضعيفة في الإختبار ب+ |
Evle alakalı bir Konu. | Open Subtitles | إنه بشأن المنزل. |
Mesele çok şey. Karışmasan daha iyi. | Open Subtitles | إنه بشأن العديد من الأمور من الأفضل ألا تتدخلي بها. |
Mesele, onda hiç olmayan saha tecrübesi. | Open Subtitles | إنه بشأن الخبرة بالميدان , وهي ليس لديها شيء |
Şimdi anladım. Mesele avcı gücünde. | Open Subtitles | لقد فهمت الآن , إنه بشأن القوة |
Ruhunu geri vereceğiz. Bütün Mesele güç. | Open Subtitles | سنعيد إليك روحك إنه بشأن القوة |
Bu halkıma, onlara önderlik etmeye uygun olduğumu kanıtlamakla alakalı. | Open Subtitles | إنه بشأن أن أثبت للناس أنني مناسب لقيادتهم |
Bunun güçle alakası yok. Bu yardım edebilmekle alakalı. | Open Subtitles | الأمر ليس بشأن القوة إنه بشأن عدم القدرة على المساعدة. |
Bu yapayalnız ve sefil hayatınla alakalı. | Open Subtitles | إنه بشأن حياتك المنعزلة البائسة |
Evle alakası yok. Önemli olan arazi. | Open Subtitles | إنه ليس بشأن المنزل إنه بشأن الملكية العقارية |
Sanki, oyuncuların kim olduğu Önemli değil, Önemli olan kulüp gibi. | Open Subtitles | مثل لا يهم من هم اللاعبين. إنه بشأن النادي. |
Geçtiğimiz akşam programında çaldığı bir albümle ilgiliydi. | Open Subtitles | إنه بشأن مُوسيقى عُرضت على المحطة في تلك الليلة. |