Hurda eşya ve çelik. Suyun üstünde. | Open Subtitles | مجمع الفولاذ والحديد إنه على الماء،لماذا؟ |
Evinin üstünde sayılır zaten. Hadi ama. Taksiyi bölüşürüz. | Open Subtitles | إنه على طريق عودتك للمنزل ، سنقتسم سيارة أجرة |
Evet. Garritys, Madison yolu üstünde, birkaç blok ötede. | Open Subtitles | أجل "مطعم "غاريتي" , إنه على بعد شارعين بجادة .. "ماديسون |
Önemli değil. Anlıyorum. | Open Subtitles | انظري, إنه على مايرام أنا أتفهم ذلك |
Önemli değil, böyle düşünebilirsiniz. | Open Subtitles | إنه على مايرام, تستطيعون تخيّل ذلك |
Önemli değil. | Open Subtitles | إنه على ما يرام |
Bir çizelge yaptım, buzdolabının üstünde. | Open Subtitles | لقد وضعت جدولا، إنه على الثلاجة |
Sadece bir dakikalığına. Hem de yolumuzun üstünde. | Open Subtitles | سيأخذ الامر دقيقة فقط إنه على طريقنا |
Kızağın üstünde. Gördün mü? | Open Subtitles | إنه على المزلجه ، أترينه؟ |
Rayların üstünde! | Open Subtitles | إنه على القضبان |
Evet, bulutların üstünde. Bu bendim, Michael. | Open Subtitles | أجل, إنه على السحابة التاسعة =(سعيد جداً) كان هذا أنا يا (مايكل) |
Cinayet aletinin üstünde. | Open Subtitles | إنه على سلاح الجريمة |
- Masanın üstünde. | Open Subtitles | إنه على المنضدة |
Masanın üstünde. | Open Subtitles | إنه على طاولة القهوة |
Arabanın üstünde! | Open Subtitles | إنه على السقف.. |
Önemli değil. Sadece 40 dakika uzakta. | Open Subtitles | إنه على بعد 40 دقيقة فقط |
- Yok, Önemli değil. Beklerim. | Open Subtitles | الجو بارد- لا، إنه على ما يرام. |
Önemli değil. | Open Subtitles | إنه على ما يرام |
Önemli değil. | Open Subtitles | إنه على ما يرام |
Önemli değil. | Open Subtitles | أجل, إنه على مايرام |