Mesele sonsuza dek yitip giden o an. | Open Subtitles | إنه عن تلك اللحظة من حياتي وقد ضاعت للأبد |
Mesele birbirimize karşı ne hissetiğimiz. | Open Subtitles | إنه عن الطريقة التي نشعر بها تجاه بعضنا البعض، |
Konu ailemin konağındaki mobilyalar. | Open Subtitles | إنه عن الأثاث الموجود في فيلا والديّ |
Konu harcadığımız zaman. | Open Subtitles | إنه عن الوقت الذي امضيناه |
Bu, bağlantı ile ilgili. Rahatsız olmadan önce rahatlamazsınız. | TED | إنه عن الارتباط. ولن تشعروا بالراحة قبل ألا تشعروا بها. |
Birbirine bağlılıkla ölümün kaçınılmazlığı ile erkeklerin, moda aksesuarları ile ilgili. | Open Subtitles | إنه عن التواصل حتمية الموت و موضة الملابس عند الرجال |
Karakterle ilgili ve bu başka bir ders Konusu; | TED | إنه عن الشخصية، وتلك مجموعة أخرى من الدروس. |
- Bunun ne işe yaradığını bile bilmiyorum. - Bu kuralların değişmesiyle alakalı. | Open Subtitles | أنا لا أعرف حتي ما هذا إنه عن أن القواعد تغيرت |
Mesele ailesi. | Open Subtitles | لكن هذا ليس فقط عن أورين. إنه عن الوالدين. |
Mesele şu anlayışta, önünüze hangi yafta koyulursa koyulsan ancak siz kendinizi tanımlayabilirsiniz. | Open Subtitles | إنه عن التفهم مهما كان التسمية التي تذهب بطريقك. أنت فقط يمكنك أن تسمي نفسك. |
Mesele bir topluluğun diğerinden daha çok şey hak ettiğini söyleyen bir sisteme son vermek. | Open Subtitles | إنه عن قضاء على نظام يقول بأن مجموعة تستحق أكثر من الأخرى. |
Mesele istediğin hayatı almak. Hayır, istediğini değil. Hak ettiğini! | Open Subtitles | إنه عن الحصول على الحياه التي تُريدها ليستالتيتُريدهابلتستحقها... |
- Aslında, Konu Brian Barlow. | Open Subtitles | "فى الواقع، إنه عن "براين بارلو |
- Konu normal boyda bir çocuk. | Open Subtitles | إنه عن إبن حجمه طبيعي |
Konu Lisa Collier. | Open Subtitles | "إسمع إنه عن "ليزا كولاير |
Ah evet, haçlı seferleri ve kutsal kasenin aranması ile ilgili bir şey. | Open Subtitles | نعم، إنه عن الحروب الصليبيه و البحث عن الكأس المقدسة كما في مغامرات إنديانا جونز |
Bunun kazanmakla ilgisi yok bu, dengelerin değişmesi ile ilgili. | Open Subtitles | أنا فقط أريد استرجاع زوجتى. الأمر ليس عن الفوز, إنه عن إخلال التوازن. |
Ona yakın. Ekonomik teori ile ilgili. Sebep ve sonuç. | Open Subtitles | إقتربتي, إنه عن نظرية الإقتصاد السبب والتأثير |
Konusu; Amerika'nın biyografi ve tarih, teori ve metot arasındaki belirgin ilişkileri. | Open Subtitles | إنه عن العلاقة الأميركية بين السيرة الذاتية والتاريخ |
Konusu aşk, arkadaşlık ve bu grup gencin hayatlarında karşılaştıkları en büyük sınavda ne yapacaklarıyla alakalı. | Open Subtitles | إنه عن الحب و الصداقة، و ما سيحدث لمجموعة من الفتية عندما سيواجهون أكبر الامتحانات، |
Bu olay sadece onu baloya götürmekle alakalı değil çünkü buna biz zorluyoruz. | Open Subtitles | ليس الأمر عن إصطحابها لأننا أرغمناه على إصطحابها إنه عن فهم |
Bu filmi yapmakla pekâlâ alakalı. Bu tamamıyla Amerika hakkında. | Open Subtitles | إنه عن إحتمالية صُنع هذا الفيلم، إنه عن أميركا |