"إنه ليست" - Traduction Arabe en Turc

    • değil
        
    değil mi? Gerçekten de olduğunu söylediği şey değil. Gerçekten de sihirli bir krallık değil. TED صحيح؟ إنها ليست ما تقوله عن نفسها. إنه ليست المملكة السحرية.
    Boynuzlarına bir bakın. Benim boyum değil. Bana nazik davranmaya çalış. Open Subtitles .أنظروا إلى القرون, إنه ليست من حجمى حاول أن تكون لطيفاً معى
    Odayı biliyorum. Bu ilk gelişim değil. Open Subtitles أعرف,داخل هذه الغرفة إنه ليست أول مرة لي
    Benden hoşlanmıyor. Niles, bu hoşlanıp hoşlanmama meselesi değil. Open Subtitles لا أعتقد أنها تحبني إنه ليست مسألة أنها تحبك أو لا تحبك
    Aslında, o şekilde bir muhabir değil. Tamam, gelince beni arasın. Open Subtitles كلا, إنه ليست من ذلك النوع من المراسلين حسناً, إجعله يتصل بى
    En iyi zamanlarda bile kolay bir yer değil bu dünya. Open Subtitles إنه ليست مكاناً سهلاً، هذا العالم حتى في أفضل الأوقات
    Seçimleri kazanmak için kullandığım aksesuarlar değil. Open Subtitles إنه ليست مجرد مظاهر أتزين بها لكسب الأصوات
    Noel'de de, Sevgililer Günü'nde de beraber olmamız tesadüf değil. Open Subtitles إنه ليست صدفة أننا كنا معاً في في عيد ميلاد رأس السنة، ومجدداً في عيد الحب.
    Çok iyi değil, ama bence başarabilirim. Open Subtitles إنه ليست جيدة جداً لكن أظن أني أستطيع النجاح بها
    Tam olarak bir dil değil aslında. Bilinen dillerin oluşturduğu yeni düzenlerin içindeki bir derleme. Open Subtitles إنه ليست لغة فعلية في الواقع، بل مجموعة للغات معروفة لتكون أشكالاً معروفة
    Ne sikim dönüyor bilmiyorum ama bu normal değil. Open Subtitles لا أعلم ما يحدث ولكن هذه ليست مراوغة إنه ليست كذلك
    Arthur'un bu yoldan gitmesi tesadüf değil ya da senin onu takip etmen. Open Subtitles إنه ليست صدفة أن (آرثر) إختار هذا المكان أو إنك أخترت اللحاق به
    Hayır, senin duyduğun, "lafını bile etme." sorun değil. Open Subtitles كلا ماسمعتيه هو"لاداع لهذا" إنه ليست مشكلة.
    Wilmington Limanı'yla ilgili değil. Askeri eylemle ilgisi yok. Open Subtitles "إنه ليست عن الميناء في "ويلمنغتون وليست عن الحملة العسكرية
    Bu, yaşamak için sağlıklı bir yol değil. Open Subtitles إنه ليست طريقة طبيعية لتعيش بها حياتك
    Hakaret değil ya. Open Subtitles حسناً لم أخذها إنه ليست حقاً إهانة
    O gece ayrılmasına ben sebep olmadım, benim sorunum değil. Open Subtitles لم أجبرها أن تُغادر تلك الليلة، إنه ليست مشكلتي...
    Telefonla konuşmayı sevenlerden değil. Open Subtitles إنه ليست شخص يحب الهاتف
    Göründüğü kadar kötü değil, evlat. Open Subtitles إنه ليست سيئةً كما تبدو، بنيّ
    Uluslararası bir kriz değil bu. Evet. Open Subtitles إنه ليست أزمة دولية

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus