Kilden yapılmış ve bir silindir şekli verilmiş, üzerine sık aralıklarla yazı yazılmış ve sonra da pişmesi için güneşe bırakılmış. | TED | إنه مصنوع من الطين، وهو مطرز على شكل أسطواني، مغطى بكتابات مغلقة ومن ثم تم طبخها بالتجفيف في الشمس. |
Tamamiyle saf kutup tilkisinden yapılmış. | Open Subtitles | إنه مصنوع بشكل كامل من الثعالب البيضاء العذراء |
Etiketinde yazılı olan maddelerden yapılmış. | Open Subtitles | إنه مصنوع من كيماويات كما يقول الطابع |
O kuru odundan yapılmış ve yemeğin ateşine çok güzel gider.' dedi. " | Open Subtitles | إنه مصنوع من الخشب المجفف "وسيكون حطبا جيدا للشواء. |
Cüceler için yapılmış sanki! Çok sert ve çok temiz! | Open Subtitles | إنه مصنوع للاقزام قاسي جداً، نظيف جداً |
Eşek sidiğinden yapılmış ama o kadar kötü değil. | Open Subtitles | إنه مصنوع من بول الحمير، لكن لا بأس به |
"Şu yeni Blu-Ray oynatıcıya bak kesin çok iyidir, Rusya'da yapılmış." | Open Subtitles | لابد أنه جيد ، إنه مصنوع في روسيا ؟ |
İyi yapılmış. Oymalı. | Open Subtitles | إنه مصنوع بمهارة، ومحفورة عليه نقوش. |
İyi yapılmış. Oymalı. | Open Subtitles | إنه مصنوع بمهارة، ومحفورة عليه نقوش. |
Tuğladan yapılmış, granitten değil. | Open Subtitles | إنه مصنوع من الطوب وليس الغرانيت |
Kiraz ağacından yapılmış rengi kızıl. | Open Subtitles | إنه مصنوع من خشب شجر الكرز بلون قرمزي |
İspatlanmasının zaman alması bana komik geliyor çünkü bununla karşılaştırdığımızda size söyleyebilirim ki -- bu gerçek kuş, diğer kuş ile tamamen aynı modelden yapılmış. | TED | كان مضحكاً بالنسبة لي أنه أستغرق وقتاً للمصادقة عليه، لأنني أستطيع معرفة أنه قُورن بهذا الشئ، ويمكنني إخباركم-- إنه حقيقي، إنه شئ حقيقي، إنه مصنوع من نفس هذا القالب بالضبط. |
Haklısın. taştan yapılmış. | Open Subtitles | نعم، إنه مصنوع بالحجارة. |
Plastikten ve dolgu malzemesinden yapılmış. | Open Subtitles | إنه مصنوع من البلاستيك والحشو |
El işçiliği çok iyi yapılmış. | Open Subtitles | إنه مصنوع باليد .بشكل |
Sonuçta hamburgerden yapılmış. | Open Subtitles | إنه مصنوع من البرجر |
Hepsi soyadan yapılmış. | Open Subtitles | إنه مصنوع من صلصة الصويا |
O da adamantiumdan yapılmış. Tıpkı senin gibi. | Open Subtitles | إنه مصنوع من "الأدمنتيوم"، مثلك تماماً. |
- Tenekeden yapılmış işte! | Open Subtitles | إنه مصنوع من القصدير |
Rowan ağacından yapılmış. Üvez ağacı yani. | Open Subtitles | إنه مصنوع من شجرة (روان) إنه خشب من رماد جبليّ |