"إنه موقف" - Traduction Arabe en Turc

    • bir durum
        
    Bu herkesin kazandığı gıda ekonomisini harekete geçiren bir durum. TED إنه موقف يربح فيه الجميع ويدفع عجلة الاقتصاد الغذائي.
    Bu ülkemizde tarihinde emsalsiz bir durum, emsalsiz önlemler gerektiriyor. Open Subtitles إنه موقف نادر في تاريخ هذه البلاد يحتاج إلى معايير خاصة
    İronik bir durum. Open Subtitles إنه موقف يدعو للسخرية،حدث في منتصف الثمانينات
    bu çok utanç verici bir durum, tek umudumuz bunun işe yaraması. Open Subtitles إنه موقف محرج، عندما يقوم أحد نأمل في علاجه بالخروج
    Bu korkunç bir durum. Tüm gece bunu düşünürken ayakta kaldık. Open Subtitles إنه موقف عصيب لقد سهرنا طوال الليل نفكر فيه
    Senden onun elbiselerini çıkartmanı istemesi ayarlanmış bir durum. Open Subtitles إنه موقف صعب طلبها منك أن تخلع ملابسها
    Bu çok hassas bir durum ve ne kadar az kişi bilirse, o kadar iyi. Open Subtitles إنه موقف حساس للغاية ولا أحد يعرف ذلك
    Hepimiz için çok zor bir durum. Open Subtitles إنه موقف مجهد تماماً لنا جميعاً.
    Hassas bir durum demek, bu yüzden mi "Donuk ve Candan"ı yanınızda getiriyorsunuz? Open Subtitles إنه موقف حساس وأنت ستأخذ معك "المُتهور" و"الغامضة"؟
    Berbat bir durum ama bunu tamamen kendimiz yaratıyoruz. Open Subtitles إنه موقف سخيف لكنه من صنعنا كلياً
    Korkunç bir durum ama hepimiz emir aldık. Open Subtitles إنه موقف رهيب ولكن كلنا لدينا أوامر
    Bu oldukça kötü bir durum, bir ortama giriyorsunuz, tercihen dünya hakkında bir şey öğrenmek istiyorsunuz ve zamanınızın çoğunu taciz ve saldırıya uğrayarak, bunları bildirerek geçiriyorsunuz. TED إنه موقف رهيب جدًا عندما تقبل على خدمة لكي -في الظروف المثالية- تتعلم شيئًا ما عن العالم، ولكنك تجد نفسك تقضي معظم وقتك في التبليغ عن الإساءة، وتتعرض للإساءة، وتتلقى المضايقات.
    Çok karmaşık bir durum, kuzen Sonja. Open Subtitles إنه موقف معقد للغاية, يا ابنة عمي (سونيا).
    Pek hoş bir durum değil ama olabiliyor. Hepimiz yaşadık. Open Subtitles إنه موقف سئ لكنه يحدث كثيراً
    Bilemiyorum. -Bu çok zor bir durum. Bilmiyorum. Open Subtitles إنه موقف صعب لا أدري
    - Bu iyi bir durum. - Benim dediğim de bu zaten. Open Subtitles إنه موقف جيد هذا ما قلته
    Etrafta yeterince iş yok. Üzücü bir durum. Open Subtitles لا يوجد عمل كاف إنه موقف محزن
    Oldukça talihsiz bir durum. Open Subtitles إنه موقف مؤسف جداً.
    Bu tamamen farklı bir durum. Open Subtitles إنه موقف مختلف تماماً
    Çok stresliyim Charlie. Bu çok stresli bir durum. Open Subtitles -أنا متوتر جداً يا (تشارلي), إنه موقف يثير التوتر

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus