Hayır, şimdi onun evinden çıkmamız gerekiyor. Nahoş bir durum. | Open Subtitles | لا ، علينا أن نخرج من شقته حالاً إنه وضع غير مناسب |
Bu tehlikeli bir durum. | Open Subtitles | عليك أن تفكر بالناس الموجودين في الداخل إنه وضع خطير عليك أن تبدأ |
Kardeşim polisle evliydi. Kazanması zor bir durum. | Open Subtitles | أختي كانت متزوجة شرطياً إنه وضع بائس |
İkimiz için de nazik bir durum, değil mi? | Open Subtitles | إنه وضع حساس لكلينا، أليس كذلك؟ |
Alışılmışın dışında bir şey ama duyulmamış bir şey değil. | Open Subtitles | إنه وضع غير سوي، ولكنها لن تكون سابقة فريدة. |
Bu çok karmaşık bir durum. | Open Subtitles | أين والداها؟ إنه وضع معقد للغاية. |
Boston'un genelde sakin olan mahallesinde beklenmedik bir durum var. | Open Subtitles | إنه وضع جاري في هذا الحي الهادئ عادةً |
Geçici bir durum. İşler şu an biraz karışık. | Open Subtitles | إنه وضع مؤقت الموقف خطر بعض الشيء الآن. |
Çok sağIıklı bir durum. | Open Subtitles | إنه وضع صحيّ وصادق. |
İlginç bir durum. | Open Subtitles | اذن . إنه وضع مثير للإهتمام |
- Benimle dalga geçiyorsun. - Karmaşık bir durum. | Open Subtitles | - أنتي تمزحين معي - إنه وضع معقد |
Evet, oldukça nahoş bir durum. | Open Subtitles | أجل, إنه وضع غير مريح |
Bu çok ciddi bir durum. | Open Subtitles | إنه وضع خطير للغاية |
Bu üç tarafın da kazancına olan bir durum. | Open Subtitles | إنه وضع يربح جميع الأطراف |
Çok stresli bir durum. | Open Subtitles | إنه وضع مرهق للغاية |
- Don, bu geçici bir durum. | Open Subtitles | دون إنه وضع مؤقّت |
Aslında geçici bir durum. | Open Subtitles | في الحقيقة, إنه وضع مؤقت جداً |
Evet, zor bir durum. | Open Subtitles | نعم، إنه وضع صعب |
Kesinlikle çok problemli bir durum. | Open Subtitles | بِكُل تأكيد إنه وضع صعب حلّه. |
Alışılmışın dışında bir şey ama duyulmamış bir şey değil. | Open Subtitles | إنه وضع غير سوي ولكنها لن تكون سابقة فريدة |