Aradan hiç zaman geçmemiş gibi, hala küçük bir kızmışım gibi davranıyor, değilim. | Open Subtitles | إنه يتصرف ليس كأي وقت مضى, مثل أنني ابنته الصغرى, وأنا لست كذلك |
Başka bir arkadaşım daha var ve çok garip davranıyor. | Open Subtitles | وهناك ذلك الشخص الآخر يا رجل، إنه يتصرف بغرابة مؤخراً. |
O yayıncı arkadaşları için Bir Liberal gibi davranıyor, ama o benden bile daha sert. | Open Subtitles | إنه يتصرف كلبرالي لأجل أصدقائه في المؤسسة ولكنه أقوى مني |
Tıpkı salak bir maço gibi davranıyor. | Open Subtitles | إنه يتصرف مثل الغيورين مفتولين العضلات الحمقى |
Tom kendi derdinde. Düşüncesizce hareket ediyor. | Open Subtitles | توم) يشعر باليأس) إنه يتصرف بطريقة متقطعة |
Burada bizimle kalmak zorunda olmak korkunç bir şeymiş gibi davranıyor. Bizim için de hiç eğlenceli değil. | Open Subtitles | إنه يتصرف وكأن السكن معنا أمر فظيع هذه ليست نزهة بنظرنا أيضاً |
Korkacak bir şey yok. Bu aralar özellikle güzel kızların yanında garip davranıyor. | Open Subtitles | لا تهتمي، إنه يتصرف بغرابه مؤخراً وخاصة مع الفتيات الحسناوات |
Garip davranıyor. Sanırım Travis'in ölümü onu etkiledi. | Open Subtitles | إنه يتصرف بغرابة فحسب ما أظن أن موت ترافيس أثر فيه فعلاً |
Şimdi kaplan gibi davranıyor, ama eskiden annemim yanında kuzu gibiydi. | Open Subtitles | إنه يتصرف كالنمر الأن لكنه كان فأر أمام أمي |
Her şeyi ayarlıyor ve yapıyordu sanki kendi evi gibi davranıyor karıma emirler veriyordu. | Open Subtitles | إنه يقوم بتأسيس و إعداد كل شيء إنه يتصرف و كأنه يملك المكان يلقي الأوامر على زوجتي |
Adımı biliyor. Garip davranıyor. | Open Subtitles | إنه يعرف اسمي ، يعرف اسمي إنه يتصرف بشكل غريب |
Son bir buçuk haftadır sanki tavşanlar gibi Sevişmemişiz gibi davranıyor. | Open Subtitles | إنه يتصرف كأننا لم نكن نعبث كالأرانب خلال الأسبوع الماضي |
Sürekli kendini beğenmiş davranıyor olabilir ama bekleyip görelim. | Open Subtitles | إنه يتصرف دائما بهدوء لنري حتي متي يمكنه الإستمرار هكذا |
Yaşıyormuş gibi davranıyor ama yine de bizim tarafımızdan kontrol edilmesi gerek. | Open Subtitles | إنه يتصرف كأنه حي و لكنه ما زال في حاجة الى أن نتحكم به |
O da bana sürekli kötü davranıyor. Doktoram olmadığı için benimle hep dalga geçiyor. | Open Subtitles | إنه يتصرف بخسة لي طوال الوقت ، لقد سمعتيه يضايقني لأني لم أحصل على دكتوراه |
Kelliği açığa çıktığından beri bir tuhaf davranıyor. | Open Subtitles | إنه يتصرف بشكل مختلف تماماً بعد أن كشف عن صلعته |
Umursamıyormuş gibi davranıyor ama gollerini yazdığı bir günlüğü var aslında. | Open Subtitles | إنه يتصرف كأن لا يعني أي شيء له، لكنه لديه دفتر مذكرات، فقط يدون فيه عدد الإصابات. |
Şimdi ne kadar dua edersem edeyim beni duymuyormuş gibi davranıyor! | Open Subtitles | إنه يتصرف الآن وكأنه لا يسمعني مهما دعوته بشدة |
O sadece inançlarına göre davranıyor, aynı bizim gibi. | Open Subtitles | إنه يتصرف وفقا لمعتقداته وكذلك نحن |
Sorun değil. Koca bebek gibi davranıyor. | Open Subtitles | لا بأس, إنه يتصرف كطفل صغير فحسب |
Onların Renfield'ı gibi hareket ediyor. | Open Subtitles | إنه يتصرف و كأنه مساعدهما |