Onunla konuşmalısın. Raymond'ın cinayeti hakkında Bir şeyler biliyor. | Open Subtitles | عليك التكلم معه، إنه يعرف شيئاً عن مقتل ريموند |
Bir şeyler biliyor ve ne bildiğini öğreneceğim. | Open Subtitles | إنه يعرف شيئاً وسوف أعرف ما هو. |
Bir şeyler biliyor ve bana hiç güvenmiyor. | Open Subtitles | إنه يعرف شيئاً لا تثق به أبداً، أبداً |
Umurumda değil, bildiği bir şey var! | Open Subtitles | -لا أبالي بذلك , إنه يعرف شيئاً -أخرجوه من هنا , هيا |
Tekne asla gelmeyecek diyordu. Öyleyse bir şey biliyor! | Open Subtitles | إذن إنه يعرف شيئاً ما إنه ليس مجنوناً كما نظنه |
Brody'nin peşindeyim. Walker'ın ölümüyle ilgili Bir şeyler biliyor ve bunu gizliyor. | Open Subtitles | لقد كشفت أمر (برودي)، إنه يعرف شيئاً عن وفاة (واكر)، ويتستّر عليه |
Bilmiyorum, Dode Emily'ye notu vermiş. Bir şeyler biliyor. | Open Subtitles | لا أعرف، (دود) أعطى (إيميلي) الرسالة، إنه يعرف شيئاً |
Bir şeyler biliyor. | Open Subtitles | إنه يعرف شيئاً. |
- Bir şeyler biliyor. - İmkanı yok. | Open Subtitles | . إنه يعرف شيئاً - . مستحيل - |
Bir şeyler biliyor. | Open Subtitles | إنه يعرف شيئاً |
- Umurumda değil, bildiği bir şey var! | Open Subtitles | إنه يعرف شيئاً ما |
Galiba bir şey biliyor. | Open Subtitles | أعتقد إنه يعرف شيئاً |
Piper, ben partiden sonra kadar bekleyemem. bir şey biliyor. | Open Subtitles | يا (بايبر) لا يمكنني أن أنتظر حتى تنتهي الحفلة . إنه يعرف شيئاً |